Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Sanat
Merhaba, buraya sanat eseri incelemesiyle geldim. 😊 Geçen hafta sonu bir Sanat Fuarına gittim. Değerli eserleri görme ve inceleme fırsatı buldum. Kendimi kaybettiğim muhteşem bir an oldu. Bu yüzden aynı duyguları ne zaman hissetmek istersem bulabileceğim bir yere duygularımı yazmaya karar verdim. İki tür sanat eseri vardı. Ancak bunlardan sadece birini paylaşacağım. Belki diğeri daha sonradır. 😊 Şimdi sizi en derin ruhunuza götüreceğim. Derin yolculukları sevdiğimi zaten biliyordunuz. 😊 Öncelikle başarılı sanatçıyı sizlere tanıtmak istiyorum. Kendisi Mustafa Albayram'dır. Eskiiz sanatıyla uğraşıyor. Benim gittiğim gün duvarlarda çok güzel eserler asılıydı ve bazıları da masalardaki objelerin arasındaydı. Özellikle 'Zamanın ritmi' dediği birbirinden değerli eserler fuarda yer alıyor. Hepsi benim için ayrı anlamlar içeriyor. Fuar sonrasında biriktirdiğim eserleri incelemeye devam ettim. Çok şey söylerdim ama en iyisi, gerçekte görmeseniz bile benim gibi hissetmenizdir. Eserlerin anlamına gelince Sosyal Gerçekçilik Kuramı'nı ele aldığını belirtmek isterim. Bu kavram Marksist gelenekten kaynaklanmaktadır. Marksist manifesto, sanatın rolünün 'Toplumsal bilinci' geliştirmek olduğuna işaret ediyor. Aşağıda da görebileceğiniz gibi gerçeği eserlerine başarıyla yansıtıyor. Eserlerinde sosyal durumları zaman-mekan-beden kullanarak anlatmıştır. Mekanlarda zaman algısını doğrudan görebiliyoruz. Sokakta dolaşan insanlar ya da sadece bir kadın portresi, ama sanki kadın zamanı yakalamaya çalışıyor ya da zamana hapsolmamaya çalışıyormuş gibi… Aslında bu, resimlerde ne gördüğünüze bağlı. Zamanın hızına takıntılıydım. Bu arada işlerin bulanık olmasının bir nedeni de zamanın hızını göstermesi, bu da beni daha derin düşündürüyor. Tekrar tekrar bakınca aklıma oyalanan ya da önemli bir yere ulaşmak için çabalayan insanlar geliyor. Yürümeye, konuşmaya, başarmaya devam etmedikçe insanlar zamanın gerisinde kalacaklarını gördüm… Belki de bu eserler bize bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Şimdiki zamanı yaşamak, vazgeçmemek gibi… Ya da belki planlamanın ne kadar iyi olduğundan bahsediyor. Bu portreyi hatırlayın. Aşağıda gördüğünüz gibi bir kadın portresi. Bu biraz kafamı karıştırıyor. Çünkü mesajı tam olarak anlamaya çalıştım. Ama bildiğiniz gibi bazı eserler ve kitaplar bunları çözmeye imkan vermiyor. Ancak onları ilginç kılan da budur. İlginç ve mucizevi şeyleri seviyorum. 😊 Zaten bu kadın portresi bence sosyal durumları ve içsel sorunları simgeliyor. Onu belki hayatının güzel ve lüks olduğunu gösteren güzel bir elbise içinde görüyoruz ama aslında sıradanlıktan başka bir şey değil. Yüzünü mutlu görmüyoruz. Belki de bu, kendini kimseye adadığı, zamanın akışında kaybettiği hüzünlü ve kısıtlı yaşamın yansıması olduğundandır. Bu düşüncelerin tamamı bana aittir. Kitaplara yorum yapmayı sevdiğimi zaten biliyorsunuz. 😊 Biz öğrenciler, meslektaşlarımız, ebeveynler, gençler, öğretmenler ve sahip olduğumuz diğer bağlamlarda pek çok şeyden sorumluyuz. Ve çoğu zaman kavramak zorundayız. zamanın bize getirdiği şeyler. Çünkü hayatımızda bir eksiklik olsun istemeyiz. Öğrenci olarak biz de ders çalışmaya ve eğlenmeye çalışıyoruz. Bir kez daha, bir işçi olarak iyi bir işveren ve iyi bir ebeveyn olmaya çalışıyoruz. “Planımı erteleyeceğim vs.” diye düşündüğümüz anlar olsa da zaman bağışına da rastlıyoruz. İnce şeylerin yanı sıra önemli şeyleri de unutabiliriz. Bu nedenle hayatın her anında, hatta rüyalarda bile zamanın etrafımızda olduğunu görürüz. Görüşlerimi her görüşte genişletmeye başladım. Umarım biz de zamanın mahkumu ve onun kalıntıları olmayız! Buraya kadar okuduğunuz için çok teşekkürler. Eserlerin sahibi @MustafaAlbayrak✨
··
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.