Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

560 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Bu kitabın sonunda kendimi bi yerlerden atmak isteyeceğimi biliyodum
(Başlangıç olarak, incelemenin uzunluğu şuan ki duygularımın yarısını bile ifade etmiyo) Bu incelemede kitabın konusundan falan bahsetmicem çünkü 3.kitaba kadar geldiyseniz muhtemelen genel hatları biliyosunuzdur. Ben şuan seri ve karakterler hakkındaki genel duygularımdan bahsetmek istiyorum. Daha önce neden okumadığım hakkında en ufak fikrim yok çünkü piyasada ne kadar fantastik varsa genelde en azından hakkında fikir sahibi olurdum. Ama bu rafımda durmasına rağmen arkadaşım başlayalım diyene kadar elim gitmemişti. Hem iyi ki başlamışım diyorum hemde LANET GİTSİN KEŞKE BAŞLAMASAYDIM. Yazarın yazım tarzı ve olayların işleyiş şekli gerçekten çok hoşuma gitti. Tarihi gerçekliği olan olaylar olduğu için hikayenin arkasında, az biraz ırkçılık var gibiydi ama ucu bize dokunmadığından pek umrumda değil açıkçası(pek çin taraftarı olduğum söylenemez, doğal olarak). Karakter gelişimi konusunda cidden bi ilerleme yok ama kitabın olayının bu olduğunu düşünüyorum. Genel olarak her karakteri sevdim diyebilirim(nezha hariç). Özel olarak tek tek bakarsak da: Rin; neden bilmiyorum ama ben rini gerçekten çok sevdim. 2.kitaptan itibaren kız ordan oraya sürüklendi evet belki bi amacı yoktu, tam bi motivasyonu yoktu ama karakterin olayı bu gibiydi: kayıp. Doğduğundan itibaren asla bi yere ait değildi. Ne tikany, ne akademi ne de herhangi bi müttefiğinin yanı.. Hep birilerine tam olarak güvenmek ve yaslanmak istedi, birileri onun yerine sorumluluk alsın o sadece verilen emirleri yerine getirsin istedi. Çünkü rinde harbiden yönetici özelliği yok. Kitapta her ne kadar bu "soylarının yıllarca köle olmasından dolayı" olarak geçse de bence yapacağı şeylerin sonuçlarından kaçmak istedi. Ölen insanların ve yanan bedenlerin sorumlusu olmak istemedi. Bu düşüncesi o kadar mantıklı ki eğer elimde böyle bi güç olsaydı bende farklı davranabileceğimi sanmıyorum. Mantıklı olarak oturup düşününce bu karakter için bu sondan başka bi son düşünemiyorum malesef. Ha olsun isterdim mutlu olsunlar speerlı soyu devam etsin melezde olsa ama bunun için en baştan bi şeylerin değişmesi gerekirdi(bknz.regl olmamak için rahmini aldırmaması, en temel olarak) Kitay; o kadar mükemmel bi karakterdi ki onu anlatacak kelime yok. Kitap boyunca olduğu çizgiden asla taşmadı. İşte ben savaş lordunun oğluyum falan diyerek göğsünü şişirmedi. Kendi aklıyla yapabileceği her şeyi en iyi şekilde yaptı bence. Rinle aralarındaki ilişki o kadar özel o kadar güzeldi ki.. Şu dünyada biriyle şöyle bi ilişkiniz olsa sırtınız yere gelmez yani. Düşündüğü doğrulardan o kadar şaşmadı ki nerdeyse bu uğurda rine bile karşı çıktı. Nezhanın yanlış tarafta olduğunu taa akademi sırasında anladıktan sonra arasına koyduğu mesafe bile doğru ve yanlışı bu kitapta en iyi ayırt edebilen karakter olduğunu gösterir. üstüne üstlük rinle kurduğu çapa bağı o kadar mükemmeldi ki kıskandığım tek ilişki olabilir. Sonunda eper rin yerine nezhayı seçseydi bozuşurduk ama çok şükür kitay asla hayal kırıklığına uğratmıyo. Gerçekten en sevdiğim karakter diyebilirim. Altan; 3.sıraya nezha yerine altanı koyucam çünkü benim için daha önemli bi karakterdi. Harcanmış bi potansiyel falan demicem çünkü hikayesi olabilecek en iyi şekilde tamamlandı bence. Yani tamamlansaydı, adamı yaşadığı süreden çok rinin zihninde gördük. Orda kendi iradesi var mıydı söylediği şeyler kendi düşünceleri miydi asla bilemicez. Ama eğer başrol o olsaydı onunda sonu rin gibi olurdu ki benzer oldu zaten. İlk kitaptan beri çok nedensizce belki de saçma olarak rinle beraber bende altana takıntılı hale geldim. Bence kitaptaki rolü rinin zihinsel gelişimi için çok önemliydi. Jiangdan sonra hatta belki de jiangdan çok rin altandan etkilenerek şimdiki kişiliğini oluşturdu. Aynı ırktan olmaları ve altanın yöneticilik potansiyeli büyük ihtimalle bunda etkili olmuştur. Sonuçta istedikleri asla ters düşmeyecek tek kişiler altan ve rindi. Altan hep kafasına eseni yapardı rinde onu sorgusuz sualsiz takip ederdi. Her ne kadar rin onu öyle görmese de ben abi olarak düşündüm altanı hep. Rinin duyduğu hayranlık arada aşka dönecek gibi oldu ama her şey için çok geçti. Belki biraz daha zamanları olsaydı dönerdi, kim bilir.(kuzeniyle olması hoş olmazdı ama neyse bu detay önemsiz) Jiang; kitaba o kadar ani girip o kadar ani çıktı ki arada geçen sahnelerine nasıl bu kadar çok bağlandım bende bilmiyorum. Her zaman azcık kafadan çatlak, manyak karakterleri çok sevmişimdir. İlk kitapta bu yüzden ısınmıştım. Ama sonradan rinle beraber benim düşüncemde adamın korkak olduğu yönünde değişmeye başladı. Korkmakta haklı mıydı? Belki. Ama vaisra şerefsizinin bi ara dediği gibi elinde böyle bi güç varken kenara çekilip bekleyemezsin. Üçlünün sonu da benim için çok beklenilemez oldu açıkçası. Hiç beklemiyodum o yüzden bi süre kendi kafamda inkar ettim. Yani sonuçta bi kere dirilttiyseniz neden ikincisi olmasın demi?(spoiler, olmadı) Venka ve daji hakkında aynı anda konuşmak istiyorum çünkü bence çok fazla benzerlikleri vardı. Venkanın ihanet edip etmediğini de asla bilemicez ama etmiş olsa bile daji ile aynı sebepten olurdu. İkisi de arkadaşlarını ve barışı korumaya çalışırken sıçıp batırdılar. Özellikle dajinin ne haltlar yediğini hala kafamda mantıklı bi zeminde oturtmakta zorlanıyorum. Venka hakkında bi de tecavüz konusu var. Her ne kadar travmatik bi olay olsa da venka bunu o kadar çabuk atlattı veya biz atlattığını sandık ki üzerinde çok az duruldu. Arada güzel farkındalık sahneleri vardı ama biraz daha psikolojik detay isterdim açıkçası. Dajinin son hamleleri hayatta kalma acelesiylw yapılmış saçmalık dercesinde şeylerdi. Normal zihniyle yapacağını hiç sanmıyorum. Venka da tamamen bok yoluna gitti asla beklemediğim bi anda o kadar ani oldu ki bi süre ne olduğunu algılayamadım. Ama iki karakteri de sevdim. Hataları vardı evet ama hayat mücadeleleri gerçekten herkesin yapabileceği düzeyde değildi. Yin hanesinin Allah toptan belasını versin. Ejderhasına varana kadar mı pislik olurlar ya.. Minghza hariç hepsine ayrı ayrı sövdüğüm için yeni küfür litaratürü bile bulmuş olabilirim. Nezha özellikle ne halt yediğini asla anlamadığım bi karakterdi. Hani vaisrayı falan bile bi düzeyde anlıyorum ama yani NEZHA SENİN DERDİN NE BE OĞLUM? Bunla ilgili tam düşüncelerimi bi alıntımda belirtmiştim o yüzden tekrarlamıcam ama tam bipolar ruh hastasısın nezha gözüm görmesin seni. Rinle aralarında olabilecek potansiyel romantik ilişkiden ilk başlarda umutlu olsam da bunlar bırak enemies to loversı enemy bile olamadılar doğru düzgün. Karaktere genel olarak zerre sempati hissetmedim(sonda bile) çünkü o ana kadar yaptığı bütün seçimlerin sonucuydu bu. Haketti. Baji, ramsa yani genel olarak bütün cikeye çok kısa sürede bağlanmıştım ben ya. Özellikle ramsanın kaderi benim için çok kırıcıydı. Yazarın acımadan karakter öldürebileceğini o sahnede anladım ben. Kitabın genel sonu her ne kadar kalp kırıcı ve intihara meylettirici olsada başka son yakışmazdı. Bu kadar yıkımın üstüne yeni bi şey inşa edemezlerdi, karakterlerin motivasyonları buna izin vermezdi, ırksal ayrılıklar çok fazlaydı, hepsini yönetebilecek daha doğrusu doğru ve düzgün şekilde yönetebilcek birisi yoktu(mesela bu kesinlikle rin olamazdı) evet biliyorum bunları ama insan bazen mantıklı düşünmek istemiyo ya. Yani kalp kırıklığının yanında gelen o hafif hayal kırıklığı var ya o, o bana serinin bir sürü farklı versiyonla bitebileceğini düşündürüyo. Kafamda onlarca gece bu serinin alternatif sonlarını hayal ederek kendime işkence ederim muhtemelen(favori aktivitem). İçimde şuan o kadar fazla duygu var ki hepsini buraya yazmam imkansız. Bu kadar yazdığım şey bile yeterli değil. Sadece demek istediğim bi şey var son olarak. Okumadan ölmeyin. Herkes hayatında bi kere bu travmayı yaşamalı.
Yanan Tanrı
Yanan TanrıR.F. Kuang · İthaki Yayınları · 2022329 okunma
··
197 görüntüleme
Şevval‘s okurunun profil resmi
Bu arada ilk defa bi kitabı ciltli aldığımdan pişman olmak üzereyim ya, neden ciltsizlerin kapakları daha güzel 😐
elif kilic okurunun profil resmi
hayatinda herkes bir kere bu travmayi yasamali kadar dogru soz gormedim
Şevval‘s okurunun profil resmi
Cidden hayat döngümüzde gerekli bi olaymış bunu okumak
Şevval‘s okurunun profil resmi
Tearza ve kızıl imparatordan hiç bahsetmedğimi farkettim. Bence yazar bu konuda ayrı kitap yazmalı. Öyle efsane masal denilerek geçilebilecek bi konu değildi gibi. Novella çıkmasını çok isterim ama olmaz büyük ihtimal. Eğer yazarsa tarihin en iyi lovers to enemiesi olurdu bence. Aşırı iyi hikayeydi(her ne kadar yan hikaye olsa da) bayıldım. Sonlarına da bayıldım. Değişik bi şekilde hoşuma gitti yani. Yazın bunu sayın
R.F. Kuang
R.F. Kuang
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.