Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

272 syf.
9/10 puan verdi
1932 mi? Bu kitabın o yıllarda yazılıp zaman mekan üzerindeki etkisi ilgi çekici. İster ütopya deyin ister distopya kitabı okumaya başladığınızda bambaşka bir dünyaya merhaba diyeceksiniz. Kitap ilk olarak bir okul grubunun Kuluçka Şartlandırma Merkezinde geziye çıkması ve bir Müdürün çocuklara tek tek insan üretiminin yapıldığı bölümleri anlatması ile başlıyor. Bu kısımda neler oluyor burası nasıl bir yer diyorsunuz. Çocuklar anne karnında değil şişelerde gelişim evrelerini tamamlıyor. Gelişimini tamamlarken bir çok şey enjekte ediliyor. Daha şişelerdeyken nasıl bir insan olacağı daha doğrusu hangi sınıfta olacağı belirlenerek ona göre işlem uygulanıyor. İnsanlar Alfa, Beta, Gama, Delta, Epsilon olarak adlandırılan bir tür kast sistemine göre üretiliyor. Bununla kalmayıp duygular, düşünceler, inançlar, davranışlar hepsi kontrol altında ve tek düze olarak ilerliyor. Çocuklar uykudayken eğitiliyor. Küçücük bebekler bir tür ödül ceza yöntemi uygulanarak öğrenilmiş çaresizliğe itiliyor. Çocuklara çok küçük yaşlarda cinsel oyunlar oynatılıyor. Ve bu o kadar normal karşılanıyor ki. Kabul etmeyen çocuklara kabul ettirmek için eğitimler,ilaçlar veriliyor. Bu bölümde kitabı bırakmak istedim. Mideme kramplar girdi. Toplumda aile kavramı kesinlikle yok. Anne baba kavramı müstehcenlik, kötü bir olguymuş gibi tasvir ediliyor. Doğurmak yok. Kadınlar kısırlaştırılıyor. Kısırlaştırılamayanlar çeşitli ilaçlar ve tekniklerle anne olamıyor. Olmakta istemiyor zaten. Herkes herkes içindir düşüncesi kabul edilmiş toplumda. Eş, evlilik,sevgililik gibi durumlar yok. Böyle bir düşünce bağnazlık, eski insanlara özgü olarak görülüyor. Ve tiksinti duyuyorlar bu kavramlardan toplu seks ayinleri bir inanç sisteminin parçasıymış gibi anlatılmış. Yine midem bulandı. Böyle hayvanî davranışlara tahammülüm yok ama maalesef dünya buna doğru gidiyor kitapta olduğu gibi. İnsanlar hastalanmıyor, yaşlanmıyor.. genç görünen insanlar ölüyor.. ölüm onlara kabul ettirilmis rutin bir duygu. Ölecek olan bir yakını için üzülmüyorlar. Ölüler bir fabrikada yakılarak enerji üretimine katkı sağlıyor. Bütün sistem mutluluk üzerine kurulu. Mutsuz bir anları olursa Soma isimli haplar kullanıyorlar. İ Bernard Marx adında (Alfa) oradaki insanlardan farklı düşünen biri. Onun ve Lenina karakterinin yolculuğu sırasında tanıştığı Vahşi ile olaylar değişiyor. Vahşi ve Denetçinin arasında geçen diyalog kitabın vermek istediği mesajları barındıran kısımlar olduğunu düşünüyorum. Cesur yeni dünya tüketim odaklı at kurtul yenisini al mantığı hakim. Ayrıca insanların yalnız kalma durumu yok. Bireysel bir varlık olduklarınıa inandirilmislar. Katlanmayı öğrenmek yerine tatsız olan ne varsa onu yok etmek varlığından haberdar olmak istememek var. Mutsuz olmak ellerinden alınmış. Yalnızca keyif cinsellik tatmin ve mutluluk var. Edebi hiç birşey yok aile yok anlayacaginiz insanın hayata tutunmaya çalışması için bir şey yok. Zaten herşey tozpembe. Kitabı bitirdikten sonra inancın aile yapısının insani bütün duyguların ne kadar önemli olduğunun farkına varılıyor. Ve eksikliklerimizi mutluluğun asıl kaynagina ulaşmak için bir gereklilik oldugunun farkına varılıyor. Çok güzel bir kitaptı. Keyifli okumalar diliyorum
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,4bin okunma
·
66 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.