Gönderi

TR
Alison Gopnik, kariyerine şimdilerde gulung buldugu bir deneyle başlıyor. Çocukların sözcükleri soyut kavramlarla nasıl ilişkilendirdiğini anlamak için 15 aylıktan itibaren dokuz çocuğu yılda bir kez ziyaret ediyor ve ağızlarından çıkan her şeyi kaydediyor. Yaklaşık dört yıl süren bu çalışması sonucunda Gopnik, çocukların sözcükleri kullanma biçimi ve ifade ettikleri anlamların, yetişkinlerin konuşma veya düşünme tarzıyla örtüşmediğini belirliyor. Gopnik bu sonuçlardan hareketle çocukları, yetişkinliğe başlangıç aşamasındaki bireyler olarak görmek yerine onların tamamen farklı olduklarını söyleyerek yetişkin bilişsel önceliğinin bir illüzyondan ibaret olduğunu vurguluyor. Bu görüşünü de çocukların öğrenmeye yetişkinlerden daha açık olmasına dayandırıyor. Çocuk beyninin boyut ve biçiminin yetişkinlerden farklı olması sadece öğrenmeye açıklık değil, odaklanma, plan yapma ve dürtülere hâkimiyet konularında da çocukları yetişkinlerden üstün kılıyor. Yetişkinlerin beyin sistemi yaratıcı düşünmeyi sınırlandırırken yeni sinirsel bağlantılarla sürekli gelişen esnek çocuk beyni, yeni durumlara hemen uyum sağlayabiliyor. Bu nedenle çocuklar, gömlek düğmesi iliklemeyi beceremeseler de soyut bulmacaları çözmede veya az bilgiden yola çıkarak sıra dışı yöntemler geliştirmede daha başarılı oluyor. Örneğin bir telefonun nasıl çalıştığını kavradıktan sonra bu bilgiyi sokak kapısının sürgüsünü açmada kullanabiliyor. Farklı disiplinlerde ilgiyle karşılanan Gopnik'in bu çalışması, daha akıllı otomobiller üretmeye ve bilgisayar oyunları geliştirmeye çalışan yapay zekâ uzmanlarına esin kaynağı oldu. Araştırmasıyla son zamanlarda popüler olan Gopnik, çalışmaya başlarken çocukların nasıl bir öğrenme biçimine sahip olduklarını tespit etmek gibi bir amacı olmadığını söylüyor. Hatta çocuklardan birinin ailesi taşınsaydı veya başka bir engel çıksaydı onca emek çöpe gidecekti, diye ekliyor.
·
20 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.