"BAĞ FÂNİ, BAĞLAR BÂKİ" Hayat; beden gözünün maddede gördüğü değil; gönül gözünün görmeyi istediği derinlik kadardı." "Anılması güzel olan bir söz olmaya bak çünkü insan kendisi hakkında söylenecek güzel sözlerden ibarettir." der Mevlana. Bir söz, bir iz, bir kitap, bir eser bırakan ne mutludurki ölümsüzdür. Asıl olan anmaktır, anılmaktır. Hoş bir seda bırakmaktır ardında. Bağ Fâni Bağlar Bâki Yazımı aynı, okunuşu aynı fakat anlamı farklı esteş kelime. Mal, mülk, bağ, bahçeyi tasvir ederken, diğer anlamında ise bağlılık, maneviyat, asalet, soy, anlatır. Kitabın her satırında öyle bir hissettirmiş ki yazarımız. Tüm hikaye Cevriye'nin bir ağa ile zorla da olsa evlendirilmesiyle başlar. Cevriye köyün en gözde kızı. Güzelliği dilden dile konuşulan.Bahtını yapamaz insan belki ama tahtını yaparmış bir nebze de olsa sabrıyla, şükrüyle. Evlendiği ilk gün dul kalır. Baba evine gönderilmek yerine evlendirilir aileden 12 yaşında kendisinden yaşça küçük olan Hasan ile.Bulamamıştır dengini. Denklik yaş boy pos güzellikte midir? Denklik; ruhta,sevgide hoşgörüde eşitliktir. Hasan'ı eğitecek, büyütecek zamanı gelince de kendisine eş, koca yarenlik edecek. Hasan bir İstanbul sevdası tutturur. Ardında bir evlat eş bırakarak. Uçhisar topraklarından ötesine çıkmayan koca bir şehirde kaybolma riskini göze alarak düşer yollara. Çalar Yıldız Sarayının kapısını. Dönemin padişahı Abdülhamit Han, kimine göre "Kızıl Sultan" kimine göre "Ɓüyük Han". Kolay mı onun sarayında çalışmak tutunmak? Okuma yazma öğrenir, eğitir kendini zamanla. Abisinin ölümüyle döner geri evine yurduna.Yıllarca ayrı kalsada kopmayan o bağ buldurur yolunu. Ah Halil çalışkan çocuk yaşta öksüz kalmış.Dürüst, vefalı,merhametli iç güveysi olmayı göze alarak evlenir Nazımın Ağanın tek kızı; saygısı,sevgisi yoku var eden zorluğa, göğüs geren Hatice ile. Tarihin derinliklerinde, 1894'ten 2003'e Uçhisardan başlayıp, Yıldız Sarayına, Konya'da devam eden bir ailenin, dört kuşağın hayat hikayesi. Hasan Cevriye Nazım Münire Halil Hatice Abdullah ve ondan gelecek nesil. Yer, zaman, mekan değişse de değişmeyen tek şeydir "bağ". Fânilik şeyler için nasılda boşuna heba ediyoruz hayatımızı. Sükunet, incelik, hâkkaniyet; dilde, üslupta, tavırda, yaşantı da bâkilik. Kitapla kalın.

Bağ Fâni, Bağlar BâkiŞule Anıl Sonkaya · Luna Yayınları · 20243 okunma

·

48 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

İLKNUR