Kaç gecedir, baskın yiyorum uykumda...
Geleceğini bilsem;
Seni karşılardım kapımda,
Buyur ederdim, ağırlardım...
Ama ne yapalım ki;
Sen sürprizleri seviyorsun
Ve anlık fırsatları değerlendirmeyi...
Ve de sesli sessizlikleri!
Bak burası mühim:
Bu sendeki,
Sesli sessizlikler mevzusu, yani...
Çığlığı duyulan, ama üzeri 'duyulmasın sakın'
diye örtülmüş sessizlikler...
Ama ne yapalım ki;
Burada, deyim yerindeyse;
'Bir arpa boyu yol kat etmek'
Tabirine ihtiyaç var...Ayreten,
Arpa başak verir mi?
Bunu da bilmek gerekli sanırım...
Veya
Sessizlik bütün hepsinden iyi gelir;
Kendine iyi davranıyor olabilmek için...
Ama ne yapalım ki;
Sana ben,
Cevapsız sorular yerine,
Sorusuz cevaplar verdim:
Hayatta,
Umut her daim var;
Elbette yarınlarda,
Günlerimiz hep aydın olacak!
İllâki kavuştuğumuzda,
Yeni yeni günlere!
Ama yeter ki sen, yüreğini ferah tut!
Ve asıl o nasıl, o ferah mı?
Onu söyle!
Aralıksızca,
Yağmurlar da yağmaya başladı.
Ne de olsa, mevsim artık güz...
Ben yağmurlarla…
Yağmurlarla ben;
Şiddeti giderek artan sel gibi;
Sıyrılır, kıvrılır,
Döner dururum iç sesime,
Beni burada, beni burada, beni burada!
...
Merak etme...