İskoç yazar Alasdair Gray’in Frankenstein’la ortak çıkış noktasıyla oluşurmuş olduğu Zavallılar’ı okudum. Filmi yarın izleyeceğim sinemada, böyle bir hikayenin nasıl filme uyarlanmış olduğunu çok merak ediyorum. Spoiler almamak için hakkında bir şey okumamaya, izlememeye özen gösterdim. Glasgow’da bir tarihçinin tesadüfen bulduğu içinden bir kitap ve mektup çıkan bir paket ile açılıyor hikaye. Bir İskoç Hükümet Tabibinin Eski Yaşamından Sahneler olarak bir başlık atılmış kitaba. Mektubu yazan doktorun karısı Victoria. Ardından bu sürpriz kitabı okumaya başlıyoruz. 20. Yüzyılda yaşamış, başarılı ve fakat aidiyet duygusundan yoksun olduğunu gördüğümüz bir cerrahın intihar eden hamile bir kadını ölümünün ardından hayata döndürmesi ve yeni bir kişiliğe ve beyne sahip yeni bir insan yaratmasıyla başlıyor. Bella Baxter bu doktorun zihninin bir ürünü olan sosyal normlardan bağımsız, henüz kimse tarafından bir kalıba sokulmaya çalışılmamış taptaze bir beyni olan güzeller güzeli bir kadın (kitabın okurlar tarafından en sevimsiz bulunan yönlerinden biri olan bir bebeğin beyni olduğunun vurgusu bu açıdan da yazarın seçimi olmuş sanıyorum). Bella Baxter karakteri vasıtasıyla savaşlar, siyaset, din ve daha başka değindiği birçok konunun yanında feminist bir metin de ortaya çıkarmış yazar. Özellikle 20. Yüzyılda kadının sahip olmadığı haklar ortaya konularak; kadının evlilikteki rolü, cinselliği, sosyal hayattaki algılanışı, oy kullanma hakkı için dahi verilen uzunca mücadele gibi farklı açılardan güçlü, kadının tarafında yer alan bir metin olmuş Zavallılar. Yazarın son olarak okurlara bir sürprizi olup, alternatif bir sonla bitiriyor romanını, ki en sevdiğim olabilir. Sona geldiğimizde dolayısıyla tüm bu sürecin ardından iyi mi,çok iyi değil mi diye kimi yerlerde sorgulamama rağmen, nihayet fazlasıyla keyifli bir okuma olduğu kanısıyla bitirdim Zavallılar’ı bir okur olarak. 9/10

ZavallılarAlasdair Gray · İthaki Yayınları · 2024472 okunma

·

37 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.