Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Pakistan egemen. devlet olarak kurulduğu zaman iki özelliği vardı. Karaçi, Pakistan'ın başkentiydi ve milyonlarca Müslüman yaşıyordu: fakat bu devasa nüfusun dini ihtiyaç ve taleplerini karşılayacak herhangi bir kurum yoktu. Dolayısıyla böyle bir kurumun açılması şarttı. Bu sebepten dolayı, Pakistan Baş Müftüsü Hazre- Mevlana Muhammed Şefi Allah'a dayanarak ve proje ile alakalı eksiklikleri önemsemeyerek yoluna devam etti. Nanakvarah'ta eski bir okul binasında medreseyi kurdu. İki öğretmen ve birkaç da talebe vardı. Projeye de "Daru'l-Ulüm Karaçi adı verildi. Tarihler 1370 Şevval-i Şerifli (1951, Haziran) gösteriyordu. Karaçi'de Daru'l-Ulum kurulunca, Pakistan'ın dört bir yanından talebeler akın etmeye başladı. Bunun yanı sıra Hindistan'dan. Burmadan. Endonezyadan. Malezyadan, Afganistan'dan, Iran'dan ve Türkiye'den talebeler Darul-Ulüm Karaçi ve gelmeye başladılar. Elhamdülillah, bu mütevazı başlangıcın ardından Darul-Ulúm Karaçi çok kısa bir süre zarfında müstahkem bir kale. Hz. Peygamber (sax) den miras kalan ilmin taliplileri için ise merkez haline geldi. Talebeler akın etmeye başlayınca, mevcut bina çok küçük gelmeye başladı. İşte böyle bir zamanda. Allah'ın yardımı yetişti. Hazreti Mevlana Müfti Muhammed Şell'in duaları kabul oldu 15 Şaban 1376 (17 Mart 1957) tarihinde Datu'l-Ulàm. Korangideki bugünkü mevcut halini aldı. Müthiş bir İslami eğitim ve öğretim morkezi olan Darul Ulüm Karaçi, İslam'ın mesajını gelecek nesillere taşıyan nice alim, hadis ustadı, Kur'an müfessiri, fakih, yazar, hakim, Allah dostu ve ahid yeriytirdi İslamın muhafazası hususunda Darul-Ulam-Karaçinin yaptığı katkılar çok önemli. Maddi kaygıların öncelendiği bir dünyada, bilgi ve hikmet avı olan Daru'l-Ulüm Karaçi ilim sevdalıları için deniz feneri vazifesi görmektedir.
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.