Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Tanrısal ilişkiler ile sömürü düzenleri arasındaki ilişki, tarih boyunca çok çeşitli sahnelerde kendini gösterdi. Gün geldi Hindistan'dan, Avrupa'ya tüm ticaret coğrafyası için yürütülen savaşın tarafı oldu, gün geldi petrol yataklarının ele geçirilmesinde yürütülen kirli savaşlara kara perde oldu. Gün geldi, toplumların köleleştirilmesinin ulvi nedeni sayıldı, gün geldi gencecik bedenlerin köle pazarlarında, fuhuş bataklıklarında elden ele dolaşıp, sermayeyi irinleştirdi. Tanrısal kılıçlar, Avrupa coğrafyasında kapitalizmin temelleri atılırken de binlerce başı boyunlarından kopardı, Arap coğrafyasında ipek yüklü deve kervanlarının yolunu açmak için de, ak harmanileri kızıla boyadı. Sonsuz yaşamın yalnızca bir simgesi olan tanrı ile ekonomik ilişkiler bugün de olduğu gibi, geçmiş 10 bin yıllık tarihte de her zaman var oldu; zaman zaman da ekonomiyi doğrudan ve derinden etkiledi. İşte bunlardan bir tanesi ve belki de, ilk örneklerden olduğu için en önemlisi, Mısır'da en büyük piramitin yapımında yaşananlar oldu. En büyük piramiti yaptırmakla ünlü Mısır Firavunu Kheops (Khufu), Milattan Önce 2600 yılında işbaşına geldi. Firavun Kheops'un, iktidara geldikten sonra ilk işi ülkesindeki tüm ekonomik yaşamı tamamen durdurmak oldu; ticaret ve zanaat işlerini askıya aldı. Her türlü ticari değişim ve iş ilişkilerini yasakladı. Tüm Mısır'ı “bir tek işyeri” olarak ilan etti. Böylece, her şeyini kendisi belirlediği bir yeni ekonomik düzeni, “Kheops ekonomisi”ni yaratmış oldu. Buna göre herkes, inşaatını başlattığı piramitte çalışacaktı. Nil Vadisi'nde, Etiyopya'dan alınan taşların getirilmesinden, taşların piramit inşaat alanına taşınmasına kadar her evrede toplam 100 binden çok Mısırlı ve çevresindeki kavimlerden getirilen köleler çalıştırıldı. Herodotos, Kheops dönemini “baskı ve sefalet dönemi” diye tanımlıyor. (...) Piramit inşaatının muazzam maliyetine karşılık, her türlü ekonomik etkinliği yasakladığı için Kheops'un hazinesine de bir şey akmıyordu. Kheops'un piramit inşaatıyla hiç ilgisi olmadığı halde yasaklamadığı bir tek sektör vardı; en eski meslek. Koskoca Mısır'da yalnızca, fahişeliğin icra alanları olan genelevler yine önceden olduğu gibi çalışıyordu. Ve sonunda piramit inşaatı bitti ama Kheops'un hazinesi de suyunu çekti. Öyle ki, ortada hazine diye bir şey kalmadı. Kheops birden tüm zamanların “en yoksul hükümdarı” oluverdi. Ancak geçim dünyası, geçindirmekle yükümlü olduğu bir sarayı ve yüzlerce hizmetlisi vardı. Tam bu sırada aklına parlak bir fikir geldi. Piramit inşaatı yüzünden her türlü ekonomik yaşamı yasaklamıştı ama rahiplerin kontrolünde ve himayesinde olan genelevler tıkır tıkır çalışıyordu. Hemen çareyi buldu ve güzelliği dillere destan kızını çağırdı. Kızına, kendisi için para kazanması için genelevde çalışmasını emretti. Kızı, baştan karşı çıktıysa da, ataerkil ailenin reisi olan babasının sözünü dinlemesi gerekiyordu. Kheops'un kızı çaresiz genelevin yolunu tuttu. Ona ayrılan odaya yerleşti ve müşteri kabul etmeye başladı. Kheops'un kızının genelevde çalıştığını duyan Mısırlı erkekler akın akın “ziyarete” gitmeye başladılar ve kız da babasının boşalan hazinesini yavaş yavaş doldurmaya başladı. Baştan gönülsüz olan Kheops'un kızı babasının isteğini yerine getirirken, bir yandan da intikam almanın yolunu buldu. Kendisine her gelen erkekten bir de belirli büyüklükte taş getirmesini istedi. Kheops'un kızı, bir yandan para kazanırken, bir yandan da Mısır çöllerinde oldukça değerli sayılan bu taşları biriktirdi. Sonunda, Kheops'un kızının kendisine ait kocaman bir taş varlığı oluştu. Artık, harekete geçebilirdi. Kheops'un kızı, babasının dev piramitinin yanına, fahişeliğinin bir yan geliri olarak biriktirdiği taşlarla minik de olsa bir piramit yaptırdı. Böylece, bir yandan koskoca Mısır hazinesinin yeniden ayağa kalkmasına önemli bir destek çıkan Kheops'un kızı, bir yandan da Mısır erkeklerinin kendilerini zorunlu piramit inşaatında çalıştıran Firavun'dan intikam almalarını sağlamıştı. Bu aynı zamanda kızının Kheops'tan intikamıydı. Ancak, daha da önemlisi, Kheops piramitinin yanına inşa edilen bu küçük piramit, aynı zamanda da en eski mesleğin “ilk abidesi” olmuştu. En eski mesleğin ilk abidesinin tamamı olmasa da, büyük bölümü halen, dünyanın yedi harikasından tek ayakta kalan Kheops piramidinin yakınında dimdik duruyor.
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.