Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

ÜLKELER ARASI SAVAŞ YAPILAN HERŞEYE MEŞRUTİYET KAZANDIRIR MI?
Bunun kamusal huzuru bozabileceğini söylüyorlardı, Vahşetin ortalığa saçtığı o müthiş huzuru. Ama bu kepazelik, yalnızca Japonya ve Amerika ile bağlantılı olarak tezgâhlanmadı. Bütün dünya, iyilerin kazandığına inanma ihtiyacı duyuyordu. Bilgi edinilebilir hale gelmeden önce, resmi görüntüleri olmayan birer hortlak gibiydi Hiroşima ve Nagazaki. Tam bu noktada, aradaki mesafe bir yana, onlarla Holokost arasında bir karşıtlık var. Bütün farklılıkların ötesinde, herkesin imgelemine büsbütün yerleşti Shoah, öyle değil mi? Toplama kampı denilince, boş bir mekân görmüyorsunuz. İnsanları, kurbanları görüyorsunuz. Mauthausen'deki ölü beden yığınları, kolektif hafıza işlevi görüyor. Japonya'daki ölü bedenlerse, yenilenlere ait. Onların sessizliği, neyse ki bizim tarafımızda olan galiplerle ilişkili. Atom bombası denilince kafanızda canlanan ilk görüntü, kurbanlar değil. Mantar. Patlamayı görüyorsunuz, öldürdüğü insanları değil. Yok olmanın uç noktası değil midir bu? O nedenle, hayatta kalanlar, bunu idrak etmiş olsun ya da olmasınlar, asiydiler. Bunun için, kahramanca davranmış olman gerekmiyordu. Hâlâ hayatta olmaları, yeterince radikal bir eylemdi. Öyle olması öngörülmemişti çünkü. Yoshie'nin politik yanını oluşturan şey buydu. Radikaldi. Çünkü hayatta kalmıştı. Babamla defalarca tartıştık. Yahudi soykırımının o bombalarla ne ilgisi var? Antisemitizm ve ülkeler arası savaş, bambaşka şeyler. İnsan haklarının söz konusu olduğu yerde bu incelikli safsatalar tepemi attırıyor. Ülkeler arası savaş, yapılan her şeye meşruiyet kazandırır mı? Diyelim ki, o zamanlar bir Yahudi devleti vardı, antisemitist güce karşı savaştı. Topkampları bize daha az affedilmez mi gelecekti o zaman? en çok çatıştığımız konuyu, Filistin'i ele alalım. O topraklarda çocukların ve sivillerin öldürülmesinin, Filistin devletinin tanınmasından önce de kınanması gerekmez miydi? öfkeden çıldırıyordu bizim ihtiyar. Sen toplama kamplarını Filistin'le karşılaştırmaya nasıl cüret edersin? Karşılaştırmıyorum, baba. Karşılaştırmıyorum. Yalnızca düşünce tarzımızı sorgulamaya çalışıyorum.
Sayfa 288Kitabı okudu
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.