SORU: Allah-u Teâlâ bazı kullarını seçiyor. Seçtiği kulları peygamber olarak bize gönderdi, elçi olarak gönderdi. Seçtiği kişileri veli olarak, yolgösterici olarak bize gönderdi.
Örneğin; Abdülhamid Han'ı seçti ve padişah oldu. Onun gibi, Erbakan hocamızı da seçti ve ona birçok ilimler verdi. Fatih Sultan Mehmet Han'ı da seçerek İstanbul'un fethini gerçekleştirdi. Seçilmedeki hikmet nedir acaba? Yani, kişinin doğuştan bir seçilmişliği var mıdır?
CEVAP: Şimdi tüm kainat Allahın kuludur. Güneş de kuludur, yıldız da, ay da hepsi kuludur. Kısaca konunun temeline gidiyorum. Şimdi en başa gidelim. En başa gittiğimizde ilk yaratılan nur, Efendimiz Aleyhisselam’ın nuru ve eridi öyle bir hal aldı ki, Rabbimin çok hoşuna gitti. Ondan sonra sicim altı zerreler haline geldi. Söylenileni biliyor ama ne olduğunu bilmiyor. Bir hiç. Yani her zerre konuşulanı anlıyor, kendi lisanlarına göre cevap verebiliyor ama hiçbir şeye benzemiyor. Hepsini havada uçan toz taneleri gibi düşünün. Milyar, trilyon, katrilyonlar ve daha fazlası rakam nereye giderse o kadar var. Her bir zerre sicim altı. Sonra sicim. Sonra nötron, proton, atom vesaire gidiyor. İşte Efendimiz Aleyhisselam’ın nuru eriyince, Efendimiz Aleyhisselam’dan kalem yaratıldı. Kalem yazdı. Kalemle birlikte zerreler oldu.
Şimdi konumuzla alakalı olan şu: Rabbimiz Efendimiz Aleyhisselam’ın yani bir nur yarattı. O nurdan, o halinden o kadar memnun oldu ki O'na tüm kainatın, ezelden ebede her şeyin peygamberliğini verdi. Bakın meleklerden bahsetmiyorum. İlk yaratılandan bahsediyorum. Dolayısıyla onun devamında yani sicim altı teknik olarak, yaratılan zerrenin içinde de bazı zerreler vardı, onlar karardı. Şeytan, cinni ve farklı şeyler o kısımla oldu. Bazıları vardı, yine erimeye devam etti. Tabi ki ilk yaratılan kadar değildi ama o zerre ne olduğunu bilmiyor. Rüzgar mı olacak, güneş mi olacak? Yer çekimi mi olacak, su mu olacak, toprak mı olacak? Güneş, ay, yıldız ne olacağını bilmiyor. Ama zerre anlıyor ve cevap veriyor. O haldeyken bile o nuru yine eriyor. Evet Efendimiz Aleyhisselam’ın ilk yaratılan nuru gibi değil ama yine eriyor. Diğerlerine göre eriyor. İşte bu tüm zamanın içinde o eriyenler, sadece insan değil; Rabbimin yarattığı diğer mahluklar. Yani diğer yaratılan kulların hepsini mahlukat olarak düşünün. İşte bunların içinden de seçme oldu. Ve siyahlıkta ileri gidenler, iblisin şeytanları üst kademelerde oldu. Aydınlıkta gidenler, her dönemin sorumluları oldu. Görevlileri oldu, belde sorumlusu oldu, ülke sorumlusu oldu. Tüm dünyanın sorumlusu oldu. İşte Erbakan hocam gibi, Abdülhamid Han gibi. Bir tarihimize doğru gidelim. Olan zatlar, manevi halleri olanlar işte bu zerrelerde ne kadar ışık saçtığına, ne kadar böyle eridiğine, özünü nasıl koruduğuna bağlı olarak seçilir ve her zerre kendi cinsini ve seçtiklerini bulup, sicim ve atoma kadar gelip, atomdan sonra da kendi zerresiyle, kendi cinsiyle birleşerek oluşuma girerler. İşte yeryüzüne de geldiğinde, o hallerinden dolayı Rabbim onları seçti. Amma ve lakin o halde bile onlar özgürdü, seçme şansı vardı. Her zaman Rabbim yarattığına seçme şansını bırakır. Özgür bırakır. Yok eğer özgür bırakmazsa, seçme şansı vermiyorsa Allah'u Teâlâ adildir, tartıya sokmaz.
SORU: Aslında kul kendi seçimini yaptığı için Allah onu seçiyor ve o makama erdiriyor o zaman.
CEVAP: Kesinlikle. Adaletin hükmü bu değil mi? Birine zorla bir şey yaptırırsan, seçme şansı yoksa, senin kumandanda olursa sen nasıl kumanda edersen öyle olur. O zaman neden cezalandırasın veya neden ödüllendiresin? Allah razı olsun.
Synergy Kendiyas Spotify sohbetlerinden
·
104 görüntüleme
Synergy kendiyas YouTube sayfasinda şifaya nasıl vesile olurum adlı 3 bölümlük seriyi dinlemenizi öneririm. Kendi secimlerimizle alakalı ayrintili aciklama yapılmıştır. Diğer kayıtlarda da yer yer anlatılıyor Kur'an-ı Kerim ve Hadisler ışığında leduni bilgilerdir.
Kim seçmiş kul mu, 1 kere kulluğa ters :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.