Gönderi

176 syf.
10/10 puan verdi
Sözlü kültürün bizim millete zararı
Kitap epey kapsamlı fakat benim ilgimi çeken olay Şeyh Cüneyd'in Anadolu yolculuğu olmuştur sırasıyla Erdebil'den>Konya>Karaman>Hatay>Canik'e giden Cüneyd burada zaten Osmanlı'nın vergilendirmesinden kaçan Türk kitlelerini hem dini hem siyasi sorunları kullanarak nasıl örgütleyip kendi çıkarları için kullandığını görüyorsunuz. Elbette Cüneyd bir tarikatın mirasçısıdır belki de en büyük etken budur fakat İskenderun'da örgütlenmeye çalışıp burada Memlüklerin üzerine ordu yollaması sonucu Canik'e kaçıp orada Trabzon Rum İmparatorluğuna cihad başlatması bu kadar kısa sürede bu kadar fazla insanı örgütleyebilmesinin bir çok nedeni var. Bilmiyorum bu çıkarım ne kadar doğrudur fakat daha en başından Türk milleti dini okuyup anlamamıştır bu benim şahsi kanaatimdir bu tarz şeyh, derviş, sufi kimlikli kimselerin peşine bu kadar çabuk ve kolay takılan, okuma yazması olmayan dini derviş adlı kimselerden dinleyerek öğrenen milletimiz
Uzun Hasan ve Şeyh Cüneyd
Uzun Hasan ve Şeyh Cüneyd
buna İslam'la beraber başlamamışlardır, Türkler Sibirya'dan beri toplumun kam, şaman, otacı gibi toplumun öne çıkan kimselerine saygı duymuşlar ve onlara danışmışlardır nitekim İslam Öncesi Türk Devletlerinde hükümdarın fikir danıştığı kamı vesaire olduğunu görüyorsunuz. Sözlü gelenekten gelen milletimiz iki bin yıl önceki alışkanlıklarını ne günümüzde ne de İslamlaşma sürecinde çok da kaybetmemiştir bu biraz Sosyoloji'nin 'Toplumlar değişir mi?'' sorusuna geliyor bence değişmesi çok zordur, birey kendisini değiştirebilir geliştirebilir ama bir toplumun kendini değiştirmesi eğitim reformlarına bakmaktadır nitekim Japonya en güzel örneği. Cumhuriyet döneminde sosyologlara yüklenen misyonda ne Prens Sebahattin ne Ziya Gökalp'in bize açtığı yollara bugün ulaşılabilmiştir.
Uzun Hasan ve Şeyh Cüneyd
Uzun Hasan ve Şeyh CüneydWalther Hinz · Türk Tarih Kurumu Yayınları · 19924 okunma
·
36 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.