Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

"Hımm?" Gözlerimi kapatıp bir kez daha Sara'nın tadına baktım. "Burası mükemmel." İçine gireceğim yeri öpüyor- dum. "Tam burası." Lütfen. Hadi." Avuçlarımdaki kalçalar tir tir titriyordu. "Ağzıma gelmek istemiyor musun?" Çoktan doğrulmuş kemerimi çözüyordum. "Çok vaktimiz olmadığını biliyorum. Sen gitmek zorunda kalmadan seni içimde hissetmek istiyorum." Çamaşırımı bileklerime indirdim, cinsel organımı kli- torisinde gezdirerek onu deli ediyordum. "Başlamadan önce fikrini öğrenmem lazım." Sara inleyerek vücudunu benimkine bastırdı. "Nereye sokacağını mı soracaksın?" Gülerek eğilip sırtını öptüm. "Hayır, seni yaramaz kız. Bunun için çok hızlı olacak." Sara beklerken dudaklarını yaladı. Tam içine girmek üzereyken, "Prezervatif kullanmasam olur mu? Ama cebimde var." Sara'nın soluğu kesilmişti. "Kullanma." Sıkışan göğsümle Sara'ya baktım. Bu anı biraz daha yaşamak istiyordum. Sara çıplak bir halde masaya bağlı bir şekilde beni bekliyordu. Tanrım, çok seksiydi. Evdeyken hiç prezervatif kullanmazdık ama kulüpte, önünde koca bir gece varken durum farklıydı. Sara'yı öne doğru yatırıp yavaşça içine girdim. Benim için gerilen her bir santimetresini hissedebiliyordum. Sara, bir çığlık atarak daha derine girebilmem için kalçasını kaldırdı. Bu pozisyondayken -boy farkımız vardı- omurgası boyunca ilerleyebiliyor, tam kulağına konuşabiliyordum. "Emin misin?" "Eminim." "Prezervatif olmadan içine girdim, Çiçek. İçine gelirsem bu içkici herifler senin bana ait olduğunu anlayacak." Sara inledi, masanın ucundaki parmakları kıvrılıyordu. "Sonra?" "Ben gittiğimde spermlerim içinde kalacak. İstediğin bu mu?" "İçimde olduğunu bileceksin." Sara fısıldarken bana ayak uydurmak için gidip geliyordu. "İstediğim bu. Gidip çocuklarla otururken, akşam yemeği yerken seni hâlâ içimde hissettiğimi bileceksin." "Çok haklısın." Elimi kalçalarına götürüp parmaklarımı vajinası boyunca gezdirdim. Onu deli edercesine yavaşça beceriyor, ıslaklığıyla birlikte nasıl yok olduğumu izliyordum. Ama bu gece benim, küçük özel hayal dünyamda kilitli kalacaktı. Bu zevki yaşayacak saatlerim yoktu. Bu hızlı bir zevk olacaktı, onu yavaş yavaş tadacak zevki çok sonra elde edecektim. Geri çekilip sertçe içine girdiğimde Sara inledi. Öyle sert bir ritme kavuşmuştuk ki masa zeminde gıcırdıyor, menteşeler inliyordu. Sara o kusursuz kalçasını havaya kaldırmıştı, ben ileri gittikçe o da kendini geri bastırıyordu. Sara sessiz bir iniltiyle fısıldadı. "Max ben boşalmak üzereyim." Parmaklarımı klitorisinin etrafında gezdirip daha sert ve hızlı bastırmaya başladım. Bu kadının vücudunu kendi vücudum kadar tanıyordum. Nasıl sert ve hızlı yapmam ge- rektiğini biliyordum. Adını söylememi ne kadar sevdiğini de. "Çiçek," diye inledim. "Erkekliğimin üzerine boşalmana bayılıyorum." Sara boynunu büküp başının arkasını boynuma dayayarak zayıf bir şekilde inledi. "Devam et. Devam et." "Seni çok seviyorum, Sara." Bu işe yaramıştı. Sara parmaklarını masanın köşelerine öyle sert geçirmişti ki eklem yerleri beyazlamıştı. Orgazmını hissedebiliyordum, sıcak küçük sesiyle aynı ritimde dışarı savrulmuştu. Dudaklarımı hemen kulağının altına bastırarak, "Ne hissediyorsun?" diye sordum. "Güç? Kontrol? Gözlerin ka- palı, bir masaya bağlısın. Kendimi sende kaybettim. Öyle kaybettim ki nefes bile alamıyorum." Sara masaya yıkılmış bir halde ağır ağır soluk verdi. "Aşk." Sırtımdan karnıma yükselen bir hazla kalçalarımı hız- landırdım. "Aşk? Metal bir masaya bağlısın. Hiç tanımadığın insanların önünde orgazm oldun ve hissettiğin şey aşk mı? Sen de benim gibi kendini kaybetmiş olmalısın." Sara başını çevirip dudaklarımı yaladı. Ağzını ve dilini dudaklarıma yapıştırıp ağzımın içine inlediğinde daha fazla dayanamadım. Ritmimi kaybetmiştim. Bacaklarım kalçala- rına çarparken ateş içinde yanıyordum. Ta ki tüm vücudum gerilip birden rahatlayana kadar. Olduğum yerde kalmış, sersemlemiştim. Orgazm ol- duktan sonra yavaşlayan ağır öpücüklerinin tadını çıkarı- yordum. Oda yok olmuş, kulağa ne kadar klişe gelirse gelsin zaman durmuştu. Bu geceyle ilgili her şey onun vücuduyla ve dudaklarıyla ilgili oluvermişti. Öpüşürken Sara gözlerini açıp benimkilere baktı. Yavaşça içinden çıkıp yumuşak, aç dudaklarının benimkilerle buluşmasına izin verdim. Ağzının şeklinden zevk alıyordum. İki parmağımı cinsel organında gezdirirken altımda kıvranması hoşuma gidiyordu. İki par- mağımı içine doğru bastırdım. Nasıl sıcak olduğunu, ona verdiğim zevkin kalıntılarını hissedebiliyordum. Parmaklarımı biraz daha içine sokarak, "Seni yaramaz kız," diye fısıldadım. Parmaklarımı geri çekerken vücudu gitmeme izin ver- mek istemiyor gibiydi. Gülümsedim. Ama kalkıp doğrulması gerekiyordu, böylece ben de geceme devam edebilecektim. Ayağa kalkıp pantolonumu giydikten sonra eğilip Sa- ra'nın bacaklarını çözdüm. Sara doğrulup masaya oturduktan sonra beni gömleğimden çekerek bacaklarının arasına aldı. "Şimdi ne yapacaksınız?" Ellerini göğsümde gezdiriyordu. "Herhalde akşam yemeği yeriz." Odanın köşesindeki sabahlığı almak için uzaklaştım. İnsanların onu izlemesine artık izin veremezdim. "Peki sen?" Sara omzunu silkerek, "Yemek," diye yanıtladı. "Sonra- sından emin değilim." Başını kaldırdı ve yaramaz bir şekilde gülümsedi. "Belki başka kulübe gideriz." Gülerek, "Ya sonra?" diye sordum. "Mayolu erkeklerin yüzüne bakarak kendini okşamasını mı izleyeceksin? Hayır, Çiçek." Sara'nın gözleri küçük bir meydan okumayla büyüdü. "Sen git eğlencene bak. Ben de kendi eğlenceme bakacağım."
Sayfa 38
·
94 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.