Gönderi

Bismillahirrahmanirrahim Övgü ve ihtiramın ziyadesi, Yüce Yaratıcı'nın nimetine mazhar ve "Sizi yeryüzün dehalîfe kıldık" buyruğu fehvasınca adaletle hükmeden sultanların yegâne efendisi olan; farklı tabakalar arasında ihtilaf vukuunda anlaşmazlığın giderilmesi için "Allah'ın size olan nimeti‑ni hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O'nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz." emri gereğince varlığını ortaya koyan, muhalefet ve inat karanlığının fecr-i sâdıkı, hak ve adalet melcei, ihtiyaç sahiplerinin kendisine bel bağladığı altın taçların başı üzerindeki tâc, kapı yüzlerine kapanan bağışçıların bağışçısı olan melik, "Aralarında barışı sağlayanlara ne mutlu ki, işte onlar Allah'a yakın kimselerdir" seçkin hadisine kulak veren bütün ümmetlere kulak verilecek müjdede benzeri bulunmayan, bağışların ziyneti, "nübüvvet şubelerinden bir şube olma yolunda sulh u salah" istikametinin ana caddesi, varlık âleminin biricik cevheri, inananlar âleminin kutbu, yeryüzünün güneşi, Peygamberlerin sonuncusu Muhammed (a.s) ve onun mübarek aile efradıyla hayırlı halifeleri ve dağlar gibi ashabının son dayanağı, ve ondan sonra devlet kuşunun yükselen güneşinin reyiyle yücelmiş, âlî-hazretlerin lütufkârlığıyla parlayan güneşin ışıltısının zamîri, felek mertebeli, Süreyya menzilli, Satürn ufuklu, jüpiter saadetli,merih savletli, güneş hasletli, Venüs letâfetli, ay doğuşlu, Süleyman şevketli, İskender insaflı, Nûşirevân adaletli, "Allah'ın yeryüzündeki gölgesi" kabil âdil sultan olduğu tasdikli,cümle yaratılmışlara şefkati mantıklı, cihan sultanlarının en büyüğü, devran hakanlarının zirvesi, azamet ve şehriyarlık tâcının liyâkatlisi, mutluluk ve saltanat bahtının parıltısı,âdetâ İkinci İskender, Osmanoğulları Hanedanı'nın zübdesi, felek-mertebeli padişah, ordunun yıldızı, İslam dininin sultanı, Allah'ın gölgesinin tecelligâhı, iki kıtanın sultanı, ikidenizin hakanı ve iki haremin hizmetkarı, İkinci İskender-i Zülkarneyn; saltanat, şevket,azamet, hilafet, re’fet, merhamet ve ihsan feleğinin yıldızı olan şanı yüce Sultan MustafaHan oğlu Sultan Mahmud Han'ın mülk ve saltanatını Yüce Mevla ebedî kılsın. Yüce Allah'ın terbiye ediciliğini tasdik ve kainatın yaratıcısı olduğunu ikrarım, ins ve cin taifelerinin, o hazret tarafından yaratılmış olduklarını dillendirdikleri andan beri malumdur.Peygamber'e itaat, bize emredilmekle üzerimize farz olmuş ve biz Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat akîdesiyle o önderin zuhurundan beri nasiplenenlerdeniz. Safevî Şâh İsmail'in başkaldırısının başlangıcından itibaren âfâkî hükümler yüz gösterip taassup ve garazın eseriolan bazı sözler, onun tarafından etrafa yayılarak Peygamberlerin efendisinin ümmeti ve Müslüman fırkalar arasında ayrılık ve kavganın çıkışına sebep olmuş, böylelikle Cenâb-ıMevla, yüce dergâhının kapısındaki duacıyı, iklîmi geniş İran ülkesinin mühim işlerini yoluna koymak ve Müslümanların meseleleriyle ilgilenmek üzere görevlendirmiş, işte bu sebeple bu hayır yolunun yolcusu, İran'da bulunan cümle derecesi yüksek beyleri, bereketi bol alim ve fazilet sahiplerini, taşıdıkları sıfatlarla övgüyü hak eden değerli kimseleri, eyalet beylerini, aksakallı aşiret, oymak, kabile ve hizmetçi sınıfı reislerini mübarek Ramazan ayının ortasında Mogan Kışlağı'nda bir araya getirerek Hak Mezheb'in delil ve bürhanlarını onlara anlatmak suretiyle Hoy'da bulunan makamı yüce ve en güzel sıfatlarla muttasıf veziriazam, ulema ve fudalanın önderi, zamanın müftüsü, devranın kendisine uyduğu Şeyhülislam, buna teveccüh gösterdiler; hepsi bu hayırlı teşebbüsün hata ve noksandan korunması, özü derinlik arz eden rükünlerde bir değişiklik ve farklılaşmanın meydana gelmemesi mülahazasıyla kalben ve lisan en kabul edip benimseyerek bid‘atları terk edip, Peygamber'in sünnet-i seniyyesine tâbi oldular. Safevî sülalesinin yolundan gitmeyi terk edip ihsanı bol yaratıcının yüce dergâhının bu duacısını İran padişahı seçtiler. Böylece Saltanat-ı Seniyyece, musalahanın müzakeresine memur edilen makamı yüce Karaman Valisi Vezir Ali Paşa (Allah izzetini artırsın) ile görüşmek üzere benim mutemedim sıfatıylaİran ümerasından ve Kirmanşahlar Ülkesi Hâkimi Abdülbaki Han-ı Zengene, elçilik yapmak ve haber getirmek vazifesiyle Mirza Ebu'l-Kâsım ve benim imamım olan Horasan'ın büyük müderrisi Molla Ali -ki hepsi dereceleri ve faziletleri yüksek seyyidlerin büyüklerinden olarak- mezkur elçiye refakat etmek vazifesi Hoy'da bulunan söz konusu mezkur makam sahiplerine havale edilip Allah'a hamd olsun ki bu duacı, Sultan'ın Devlet-i Aliyyesinin görevlileriyle birlikte yerle göğün arasındaki bu dergâhta din-i mübînin tashihi ve ikiye ayrılmış milletin/ümmetin birliği için çalışma yolunda bir imkan elde etmiş vebu işin hayırla neticelenmesi haşmetli padişaha havale edilmekle inşallah bu husus âhir zaman Peygamber'i -salat ve selam üzerine olsun- nezdinde makbul ve hayırlı bir iş olarak kabul görür. Bundan gayrı bir şey söylemek lâzım gelmez; aksini söylemek de örf ve edebe ters düşer. Makamı yüce veziriazam ve alimlerin direği şeyhülislam bu şekilde konuyu tafsil ettiler. Âlem kârgâhında yapılan da yapılmayan da kalıcıdır; Onlar için kimi zaman sulh, kimi zaman adalet, dört rükne düşer; Dört rüknün en hayırlısı kaza çivisiyle bağlansın; Âlem için tuzak kurmaya gör, bir başkası da sana kuracaktır.  (mühür makamında) ‑Kudret sahibinin seçtiği inci mühür, cihanda nadir görülür
·
74 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.