Sara sessizce inlerken gözlerimi bacaklarının arasından, ona dokunduğum yerdeki hareketlerden alamıyordum. Ba- caklarını daha da açıp beni kendine doğru çekişini izliyor- dum. Bana karşı bu kadar uysal oluşu hoşuma gitmişti. Ona istediğimi yapabiliyordum ve her şeyi kabul ediyordu. Ama bunu sevmesi, kendini bu kadar çaresiz bir şekilde unutması çok hoşuma gitmişti.
İnleyerek kendimi pantolonumun üzerinden okşamaya başladım -Tanrım hep böyle mi olacaktı? Onu bu kadar istiyor olmam beni ahmak bir adam mı yapacaktı?
Sara'yı kucağıma, üstüme alıp çığlıklarını duymak is- tiyordum. Tekrar tekrar adımı söylemesini, sesinin yüksek tavanlarda yankılanıp müziği bastırmasını istiyordum. Etrafta yankılanan sesi yine bana dönecek, sahnedeki insanlar onun benim olduğunu bilecekti.
Elbette böyle bir şey yapamazdık. Sara dudaklarından küçük bir inleme kaçırdığında ona doğru eğildim. "Şişşt." Sara'nın gözleri üstsüz dans eden kadına dikilmişti. Neredeyse kapkaranlık olan oditoryumda Sara'nın yüzünü seçmekte bile zorlanıyordum. O sırada bir kumaş hışırtısı dikkatimi çekti. Başımı indirdiğimde Sara'nın, gömleğini hafifçe açıp göğsünün ucuyla oynadığını gördüm. Sara yaptığımız şe-yin amacını kavramıştı: birileri tarafından izlenmek ve aynı zamanda onları izlemek. Sadece bu düşünce bile beni öyle azdırmıştı ki neredeyse pantolonuma boşalacaktım.
Kalbim göğüs kafesimi delmek üzereydi. Cinsel organımı avuçladım. Sara gelmek üzereyken onu izliyor, dinliyordum. Sahne ışıklarının loşluğunda alnından bir ter damlasının aktığını gördüm. Parmaklarımın arasındaki gerginlikten gelmek üzere olduğunu fark edebiliyordum. Sesi değişti, klitorisindeki parmağımın dairesel hareketleri, kalçalarının ritmiyle birlikte daha uzun sürmeye başladı.
Orgazma ulaşacağını omurgamda dahi hissedebiliyor- dum. "Sara." Sara öne eğilmiş sert bir şekilde dudaklarımı öpüyordu. Telefon ya da bir kamera çıkarıp dişlerinin du- daklarıma nasıl geçtiğini kayıt altına almak istedim. Dilinin beni tatmak için nasıl can attığını...
Kesilen nefesiyle birlikte vücudu iyice sertleşti. Sara'nın sıcak, vahşi orgazmının tüm vücudunda gezdiğini hissede- bilmiştim. Müzikten gelen bas, çıkardığı sesleri bastırıyordu. Bana yanaşıp fermuarımı açtı. Ben de bitirmeye neredeyse hazırdım.
"Ah, evet." Oturduğum yerde resmen eriyordum. Başımı geri attım ve kendimi duygularımın esiri olmaya bıraktım. "Of, Çiçek. Sert çek. Hızlı."
Sert üç çekişin ardından sırtımdan yukarı bir zevkin yükseldiğini hissettim. Göz kapaklarımın arkasında aydınla- nan bir ışıkla birlikte boşalmıştım. Sara'nın elinde bir nabız gibi atıyordum.Müzik birden etkisini yitirmeye başladı. Gözlerimi açtım. Cinsel organımdan gelen sıcaklık nihayet vücudumun geri kalanına geri dönmüştü. Birkaç kez gözlerimi kırpıştırdığımda Sara'nın kocaman gülümsediğini fark ettim. Yüzünde her zamanki gibi, bana ait olduğunu bir kez daha kanıtladığına dair tatmin bir ifade vardı.
"Listeye eklenecek bir şey daha," dedim. Bu sırada bir kez daha sahnede dolanan dansçılara odaklanmıştım. Sara'nın öne eğilip cüzdanından bir şey çıkardığını gördüm. Bir mendil çıkarıp ellerini sildi. "Galiba eski günlere döndük. Senin nerede bırakacağımızı söylediğin, benim kendimi toparlayıp seni öylece bıraktığım o günlere?"
Sara bir kahkaha attı. "Çocuklardan kurtulmayı nasıl başardın?"
"Tuvalete gideceğimi söyleyip çıktım."
Sara'nın kaşları öyle kalkmıştı ki saçlarının altında göz- den kayboldu. Sonra kahkahalar eşliğinde başını geri attı.
"Bunca zamandır ortada yoksun yani?" Başımı evet anlamında salladım. "Sanırım nereye gitti-
ğimi anlamışlardır. Canları cehenneme." Kıyafetlerimi dü- zelttiğimde sandalyeye doğru eğildim ve Sara'nın ellerini avucuma alıp bir parmağımı burnunda gezdirdim. "Şimdi gitmem gerek."
"Evet."
"Seni seviyorum, Çiçek."
"Ben de seni seviyorum, Yabancı."
Sayfa 79
·
1 artı 1'leme
·90 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.