İşte buradaydı. Benimdi. Altımda ağırlaşan kol ve bacakları sıcacık olmuştu. Kalçalarını istediğini alabilmek için iyice yukarı kaldırdı. O her zaman bana ait olacaktı. Evde, işte, yatakta. Ve bu düşünce beni boşaltmaya yetecekti.
Chloe boşalmak üzereydi ama maalesef ben daha önce boşala- caktım. "Hadi tatlım... Dayanamıyorum..."
Chloe kalçalarımı sertçe kavrayarak başını yastığa dayadı. "Lütfen." Vücudum iyice gerilmişti, kalçalarımı sertçe onunkilere vururken gelmeme çok az kalmıştı. "Hadi boşal, Mills."
Bu ismi, üzerindeki etkisini azaltmamak için çok nadir kullanırdım. Chloe kızaran göğsüyle yatakta yay gibi doğruldu ve kalçalarını yukarı kaldırarak derinlerine girmemi izin verdi. Aralanan dudaklarından keskin bir çığlık kaçarken altımda boşalıyordu. Chloe'nin boşalmasını izlemekten asla bıkmazdım. Tenindeki
kızarma, beni izlerken gözlerinde oluşan o koyuluk, ismimi söyleyen
dudaklarının aldığı şekil... Bana her seferinde ona bu zevki yaşatan
tek erkeğin ben olduğumu hatırlatıyordu. Chloe'nin yorgunluktan ağır-
laşan kolları iki yana düştü. Dilini ıslak dudaklarından hafifçe dışarı
çıkarmıştı. "Of." Fısıldayarak titredi.
Birden rahatladığımı hissettim. Tüm vücudumun öne doğru gitme- sine izin verdim, etrafımdaki gerçeklik hariç hiçbir şeyi hissetmiyordum. Chloe'nin tatlılığı, ıslaklığı... Boşalırken sırtımı yukarı kaldırdım ve sessiz odada haykırmaya başladım. Bağırışım, tavanda yankılanırken kendimi terli ve ağır bir şekilde Chloe'nin üstüne bıraktım. Yüzümü, boynunun
tatlı yumuşaklığına gömmek, en az üç gün uyumak istiyordum.
Chloe gülerek ağırlığımın altında inledi. "Kalk üstümden, Hulk." Bedenimi yana yuvarlayarak yanındaki çarşafı eziverdim. "Of Chlo. Çok..."
Sayfa 130