Gönderi

210 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 10 days
Bozkırkurdu Üzerine Kişisel Bir Yorum
Batı edebiyatı dersi için okuduğum kitap. Bu eserde, modern insanın ikilemi, açmazları, "Bozkırkurdu" olarak şeklini alıyor... Derste üzerinde oldukça kafa yorduğumuz, yorumlaması, üzerine düşünmesi oldukça keyifli bir romandı. Kısaca bahsedecek olursam konusundan; Harry Haller adlı baş karakterimiz a.k.a Bozkırkurdu, içe dönük bir adamdır. Sürekli içki içer, hastadır, bir türlü kendisiyle, çevresiyle ve toplumsal rollerle barışamaz. Bir yanı insanlardan nefret eder, öteki yanı aslında nefret ettiği insanlardan biridir. Hem ölmeyi ister, hem de onu "korkunç, dehşet verici" bulur. Bir türlü anlaşamadığı, uyuşamadığı bir parçası vardır. Kitabın konusu, karakterimizin kendini bulma, kendiyle barışma sürecidir aslında. Oldukça alegorik bir kitap olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu kitabın en zevkli yanı ise, oldukça yoruma, farklı bakış açılarına açık oluşu bana kalırsa. Bu aşamadan sonra, ben kendi yorumumla anlatacağım kitabı. Spoiler olabilir sonrası, uyarı vereyim. Okumayanlar devamını okumasın lütfen. Harry'nin kendini bulma yolunu anlatan bir eser olduğunu söyledik bu eserin, şimdi karakterlere bir bakalım. Diğer karakterler açısından benim yorumum şöyle olacak; Hermine, Harry'ye yol gösteren bir rehber konumunda, aslında Harry'nin kendisi, kişiliğinin bir parçasıdır. Bu sebeple Harry, o tiyatro sahnesinde onu öldürmüş ve bir satranç taşı gibi:) cebine koymuştur. Bu onun, kendiyle barıştığını , artık oyunu daha iyi oynamasını öğrendiğini, hayata tekrar sarıldığını ve kendisinin sevmediği o parçasını öldürüp, yeniden doğuşunu gösterir. Ve aslında, -tamamen benim yorumum bu- Hermine bir sanrıdır. Hiç var olmamıştır. (Fight Club'daki gibi düşünebiliriz:) Maria hakkında da, Harry'nin ilişkilerini sembolize eden bir karakter olduğunu söyleyebilirim. Pablo, tamamen bir tanrı figürü, Harry'nin dönüşmek istediği o insan ya da belki bir vicdan veya üst benlik diyebiliriz onun için. Profesör ise toplumsal sorumluluklarını hatırlatan, yargılayan, onun karşısındaki toplum olabilir diye düşünüyorum. Metnin temelde bize vermek istediği mesaja gelecek olursak, tek bir cümleyle: insan bir bütün değildir, parçalardan oluşur, bu parçalarla ne kadar barışık olursak, bu parçalar arasındaki geçişkenliği ne kadar büyük ölçüde sağlarsak, o kadar sağlıklı bir yaşam süreriz. Bu parçalara küsmüş olan kişi, baştan kaybetmiş olan kişidir. :)
Bozkırkurdu
BozkırkurduHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 20227.8k okunma
·
14 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.