Bu kitabı beğeneceğimi düşünmüyordum. Çünkü birinci kitapta Drew karakterine azda olsa değinilmişti. Aptal ve nereye çekilse giden birinin hikayesini okuyacağımdan emindim. Kitabın ilk başları biraz sıkıcı geçti diyebilirim ama Drew'i tanıdıkça gerçekten sevdim. Kitabın sonlarına doğru neredeyse beni ağlayacaktı diyebilirim. Drew ünlü bir şarkıcı. Menajeri ve ekibi onu kolay bir kadın gibi göstermek için ellerinden geleni yapıyorlar. Söylediği şarkılardan, imajına kadar her şeyi ona göre planlı. Çünkü iddia ettiklerine göre satan şey bu. Sahnede birkaç kez fenalaştığı için herkes, imajından yola çıkarak, alkolik damgasını yapıştırıyor. Bu durumdan sıkılan Drew eski sevgilisi ve sevgilisinin ailesiyle tatile gitmek için kaçıyor. Onu davet eden kişi aslında eski sevgilisi, istediği şey ise Drew ile tekrar bir araya gelmek. Tabii eski sevgilisi de tam bir pislik. Drew havalimanına vardığında eski sevgilisinin ailesi onu karşılıyor ama adam yok ortada. Çünkü çantasında uyuşturucu yakalatıyor ve tutuklanıyor. Havalimanında eski sevgilisinin kardeşini görüyor. Zaten daha önceden tanışmışlar ve birbirlerinden nefret ediyorlar. Joshua bir doktor ve Somali'de çalışıyor. Tatile de annesi kanseri atlattığı için kutlama amacıyla gelmiş. İlk başta bir aldatma hikayesi okuyacağımı zannetmiştim ama öyle olmadı. Drew'i aptal bir karakter zannediyordum ama aslında çok zeki olduğunu anladım. Menajeri tarafından dolandırılan, baskı ve tehditlerle her şey yaptırılmaya çalışan, babası ölmüş, annesi ve ailesi yanında olsada terkedilmiş ve aslında kimse tarafından gerçekten sevilmemiş bir kızın hikayesiymiş bu. Joshua o kadar iyi geliyor ki ona. Eğer buraya kadar ki yazdıklarım ilginizi çektiyse bir bakın derim.

The Devil And The Deep Blue SeaElizabeth O'Roark · 20222 okunma

·

173 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ece