Peyami Safa'nın şu ana kadar okuduğum bütün eserleri çok çok iyiydi. O nedenle kendisinin ilk defa okuyacağım her yeni kitabına büyük beklenti ile başlıyorum ve asla mahçup olmuyorum. Yine çok güzel bir eser. Bu kez konu Batılaşma. Yer İstanbul. Zaman ise geleneklerimizi bırakmaya çalışan ve yüzünü batılaşmaya çeviren ilk kuşağın yaşadığı dönem. Bir kısım gençlerin anne ve babasıyla kuşak çatışmasına başladığı o ilk zamanlar. Aynı evin içinde anne - baba Doğulu gibi yaşıyor, çocuk ise Batılı gibi yaşamak istiyor. Çocuğun çevresinin çoğunluğu Doğulu gibi yaşıyordur ama Batı tarzında yaşayanlarda yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamıştır ve bunlar rast geldiklerine "gel gel" yapmaktadır. Tabi gençlik hem dıştan hem de en önemlisi kendi içinden gelen bu isteğe karşı koymakta zorlanmaktadır. Sancılı bir değişim süreci. Peki biz geçmiş manevi değerlerimizi muhafaza ederek medenileşemez miydik? Yani mesela iç de maneviyatı koruyup, dışta ise giyim, kuşamı revize edemez miydik? Mesela yerine göre kot pantolon giyen, yerine göre takım elbise kravat giyen ama manevi değerini de sürdüren bir millet olamaz mıydık? Mesela Batı'nın eğlence kültürünü değil de çalışma metodlarını alarak yine biz kendimiz olamaz mıydık? Özümüzü muhafaza edemez miydik? Özümüzü yani bizi biz yapan şeyleri. Mesela aile kültürümüzü, ahlâkî özelliklerimizi muhafaza edemez miydik? Biraneler, pavyonlar açıp içkili eğlenceler ile değerlerimizi kaybetmek zorunda mıydık? Şu anda memnun muyuz halimizden? İyi Batılaşabildik mi? Başardık mı? İşte kısacık olan Fatih - Harbiye eseri insanı üzerinde günlerce düşünmeye sevk edebilecek bir konuyu işliyor. Tabi her yazılmış konu da duyarlı ve düşünen okuyucu istiyor. Faiz Bey maziyi temsil ediyor. Şinasi maziyi yaşatmaya çalışan bugünün gencini temsil ediyor. Neriman iki farklı medeniyetin telkinleri altında geçiş sancısı yaşayan bir genç kızı temsil ediyor. Macit ise Batı'ya doğru "gel gel" yapan ilk "medenilerimizi" temsil ediyor. Peyami Safa bu kıymetli eserinde Batılaşma sürecinin bizi nasıl etkilediğini ruh tahlilleri ile birlikte ustalığına yaraşır bir şekilde anlatıyor. Aile içi o ilk kuşak çatışmasını ve Batılaşma'yı masaya yatırıyor ve otopsisini yapıyor. Eserde edebi dil üst seviyede. Ve bugün pek kullanmadığımız bir çok güzel kelimelerimizi de içeriyor. Yayınevi anlamını bilemeyeceğimizi tahmin ettiği kelimelerin günümüz karşılıklarını kitabın sonunda yer alan bir lugat ile vermiş. Kitap ince olduğu için yeri geldiğinde lugata bakmak kolay oluyor. Ve işin güzel tarafı, bu eser, güzel eski Türkçe kelimeler de öğrenme imkanı sunuyor. Mutlaka tavsiye ediyorum. Herkese faydalı okumalar dilerim.

Fatih HarbiyePeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 199947,5bin okunma

·

47 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.