Gönderi

83 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Kitap, New York'tan Buenos Aires'e giden bir gemiye binen iki arkadaşın hikayesiyle başlar. Gemide dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic'in de bir turnuvaya katılacağı için birçok gazeteci bulunmaktadır. Mirko Czentovic aslında küçük yaşlarda anlama, konuşma gibi birçok konuda zorluk çeken bir köylüdür. Babası rahip olan Mirko, her akşam arkadaşının oynadığı üç el satranç müsabakalarını izleyerek satranç öğrenir. Bir akşam babası işi çıkınca, Mirko arkadaşının yerine oyuna girer, o eli ve devamındaki iki eli de kazanır. Babası buna şaşırır ve Mirko'nun yeteneğini herkese göstermek için şehirdeki satranç kulübüne gider. Böylece Mirko Czentovic, büyük bir şöhrete kavuşur ve en sonunda dünya şampiyonu olarak zirveye çıkar. Ancak satranç oyunu bittiğinde çevresindekilere küçüklüğündeki aptal yüz ifadesiyle bakış atar ve ardından gazetecilere anlaşılmayan, saçma yanıtlar verir. Bu yüzden gazetecilerle veya çevresindeki insanlarla satranç dışında hiç konuşmaz. Gemide geçen günlerde, yolcular arasında bir satranç şampiyonu olduğu dedikoduları yayılmaya başlamıştır. Bu haberi alan petrol zengini McConnor, Czentovic'e para karşılığı bir satranç oyunu teklif eder. Czentovic, teklifi mutlulukla kabul eder. Ancak Czentovic'e karşı olan tüm satranç meraklıları da oyuna katılmak istemiştir. Oyun sırasında Czentovic, sırası geldiğinde hızlı bir şekilde hamlesini yapar ve sadece kırk ikinci hamlede rakiplerini mat eder. McConnor, yenilgiyi kabul edemez ve Czentovic'e bir oyun daha teklif eder. Ancak beklenmedik bir şekilde, yanlarına gelen biri onlara doğru hamleleri söyler ve sonunda Czentovic ile berabere kalırlar. McConnor, bu duruma çok şaşırır ve sevinir. Ardından, Dr. B. adındaki bir dostuna Czentovic ile tek başına oynaması için teklifte bulunur ve masrafını kendisi karşılar. Ancak, Dr. B. oyun sonrası pişman bir hale gelir ve 25 yıldır hiç satranç oynamadığını söyler. Sonrasında Dr. B. hikayesini anlatmaya başlar. Seneler önce, babasıyla bir avukatlık bürosu işletirken hükümetin gizli işleriyle ilgili bir davada tutuklanır. Fakat hapishaneye atılmak yerine, küçük bir odada tutulur. Odasında sadece bir koltuk, bir dolap, bir leğen ve küçük bir pencere bulunmaktadır. Zamanla, gardiyanı dışında kimseyle konuşamaması ve zamanı bilemeyerek kendisini aynı duvarlara bakarken bulması nedeniyle beyin fonksiyonlarını yitirir. Sorguya götürüldüğünde ise zayıflayan beyniyle ağzından bir şey kaçırmamak için büyük bir çaba sarf etmektedir. Bir gün, beklemekte olduğu sorgu odasında askıda duran bir asker montunun içinde bir kitap gören bir mahkum, kitabı çalar. Bu durum, onu oldukça mutlu eder çünkü uzun zamandır zihnini meşgul edecek bir şey bulamamıştır. Hücresine döndüğünde kitabı açar ve içinde bir satranç oyunları kitabı olduğunu görür. Önce hayal kırıklığına uğrar ancak daha sonra yatak örtüsünü satranç tahtası olarak kullanarak kitaptaki tüm oyunları oynamaya başlar ve hatta zamanla zihninde tahtayı ve taşları canlandırarak oynamaya devam eder. Ancak bu bir süre sonra saplantı haline dönüşür ve tüm zamanını -uyku dahil- satranç oynayarak geçirir. Kendi kendisiyle oynadığında bile yenildiğinde kendine kızar ve gereğinden fazla heyecanlanır. Bir kez, kaybettiğinde sinir krizi geçirir ve elini camla kırar. Hastanede, doktorun soyadını tanıması sayesinde kaçar ve artık özgürdür. Ancak bir daha asla satranç oynamamaya karar verir. Fakat gemide karşılaştığı Czentovic ile bir kez daha oynamayı kabul eder ve bu kez Czentovic'i yener. Ertesi gün, Czentovic ilk elde yenilince Dr. B. bir el daha oynamak istediğini söyler. Ancak, Dr. B. tekrar heyecanlanmaya başladığı için oyunu bırakır ve masada Czentovic ile taşları baş başa bırakır.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020238,5bin okunma
·
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.