Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

160 syf.
·
Puan vermedi
Psikologlardan çok duyarız değil mi? Kendilerine tedavi için gelenlerin, hep çocukluklarına inerler. Peki neden çocuklukta yaşananlar insanı, bu kadar çok yaralıyor? Özellikle 3-6 yaş diliminde olanlar, belleğimizin bir köşesinde sinsi bir şekilde bizi beklerler ve en ufak bir olayda ortaya çıkarlar. Kahramanımız Selim; sorunlu bir ailede dünyaya gelmiş, babasının sürekli şiddet gösterdiği ki; öyle böyle bir şiddet değil, kolu çıkana kadar uyguladığı bir şiddet. Selim, kendisini, annesini ya da kardeşlerine şiddet uygulamaya başladığı zamanlarda, bir an önce kolu çıksın da, bitsin diye dua eder. Zaman geçer, Selim büyür. Üniversite sınavında İstanbul'da bir üniversite kazanır. Babası her ne kadar göndermek istemese de, bir şartla gönderir okuması için. Kendi istediği birisiyle evlenecektir. Evlilik gerçekleşir. Yıllar geçer. Selim'in işleri yolunda gider, çok zengin olmuştur. Tabi bunda eşinin tutumluluğu da büyük katkı sağlar. Güzel giden evlilik, Selim'in tanıştığı Gizem ile sallantıya girecektir. Gizem'de; Selim gibi sorunlu bir ailede yetişmiştir. Eşinin yaptığı bu kadar fedakarlığa rağmen; Selim, Gizem için yuvasını yıkacak mı? Anahtarlarının yerlerini sadece kendi kendilerinin bildiği bir zindanda yaşıyorlardı. Dönülecek ve gidilecek yer olmayınca yolların da anlamı kalmıyordu. Bu ayrılık acısı ona ölümden daha sert gelmişti. Oysa insan icadıydı ayrılık. insanın insana mirası… Yaralarından tanıyorlar birbirlerini; iyileştiririz sanıyorlar, fakat bunun ölümcül bir tedavi olduğunu fark etmiyorlar. Selim çocukluk travmalarını Gizem’in yaralarını sararak atlatacağını sanırken çıkması imkânsız bir girdabın içine çekiliyor. Önce içsesinde şeytanı duyuyor, sonra yüzünde cehennemi görüyor. Artık bir şeyleri değiştirmek için çok geç. Öyle ya bu öfke ona aile yadigârı.
Uzun Zaman Önce
Uzun Zaman ÖnceZekeriya Çetin · İnkılap Kitabevi · 202390 okunma
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.