Her kelimeyle daha derine, daha derine ulaşıyordu. "Sen. Tanrım. Sen, çok seksisin. Beni mahvediyorsun. Geliyorum," derken aynı anda birlikte gelmeye başladık. Beni sarsarak ve inleyerek geliyor- du. Gözlerim, gözlerine kenetlenmişti ve kalçaları kalçalarıma sert- çe vurmaya devam ediyordu, Sonra görme gücümü yitirmeye baş- ladım. İsmi dilimdeydi. Yalvarıyor, lanet ediyor ve yakarıyordum. Tanrım, Tanrım...
Yeniden konuşabilecek ve düşünebilecek hale gelmem asırlar sürmüş gibi hissediyordum. Sonunda yapabildiğimde, Hudson'ın yatakta yanıma yığıldığını fark ettim. O da benim gibi etkilenmişti, bunu biliyordum. Eğer etkilenmemiş olsay- dı, beni tutuyor olurdu. Onun yerine birbirimizin yanında uzanmış bir halde yatıyorduk ve sadece omuzlarımız birbirine değiyordu.
Derin bir nefes aldım. "Bu inanılmazdı." Inanılmaz kelimesi aslında yetersiz kalıyordu. Aslında tam olarak ne olduğunu an- latmaya yetecek söz yoktu. Yanımda yatan olağanüstü güzellik- teki sevgilime baktım. "Ciddiyim. Seninle seks yapmak günden güne nasıl bu kadar keyifli bir hal almaya başlıyor?"
Hudson, yanıt vermek için bir an bile beklemedi. "Birbirimi- ze güvenmeyi öğreniyoruz."
"Bu nedenle mi?" Yaptıklarımdan sonra Hudson'm bana gu- venmesinin anlamı büyüktü. Pek çok açıdan bunu hak etmiyor- dum. Ama ona bir daha asla yalan söylemeyecektim. Bunu aşa- cak kadar olgunlaşmıştım.
"Evet. Nedeni bu!" dedi ve başını bana doğru çevirdi, bakış- ları keskinleşti. "Canını yaktım mı?"
"Sadece en iyi şekillerde," dedim. Normalde olduğundan daha sertti. Ama şimdi biraz yaralı ve narin hissediyor olsam da, her saniyesini sevmiştim.
Sayfa 59
56 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.