Ağlamak,
bir yağmur damlası gibi
gözyaşlarının serinliğiyle
yüreğin kıpırtısı arasında
bir sessizliğin derinliğinde.
Ağlamak,
bir nehir gibi akıp gitmek
içinden geçtiği yolları
yıkayarak temizlemek
ve yeniden doğuşun müjdesini vermek.
Ağlamak,
bir meltem gibi esmek
içine sinmiş acıları
hafifletmek ve arındırmak
yeni umutların filizlenmesine vesile olmak.
Ağlamak,
bir şarkı gibi yükselmek
gökyüzüne doğru
kalpten yükselen nağmelerle
hüzün ve sevincin dansını sergilemek.
Ağlamak,
insanın en derin duygularını
en saf halde ifade etmesidir
ve bazen, en güçlü eylemlerin altında
en büyük kırılganlık gizlidir.