Öğrencilerimin hediyelerine boynum kıldan incedir, Kuru Kız da güzel bir yüreğin anlamlı hediyesi idi.Elime alınca da nasıl bittiğini bilmediğim bir kitap oldu. Kitabın ilk sayfalarında dünyanın öbür ucundaki Ateş Toprakları Urshuaia'ya giden Kuru Kız ile tanışıyoruz sonraki bölümlerde de onu oraya götüren nedenleri öğreniyoruz. Küçük bir taşra şehrinde yaşıyor Kuru Kız, küçük yaşta kaderin sillesini yemiş, feleğin çemberinden geçmiş, hayatın zorluklarında debelenip durmuş. Evinde, sokağında, mahallesinde, komşuları ile yaşadıkları ile taşranın sıkışmışlığını, dar kalıplar ile insanların preslenmesini, toplum baskısını,"iyilik"kisvesi altındaki çıkarcı tutumları gözlemliyoruz.Ayrıca okları akrabalara da çevirmiş Tunç, başımıza kötü bir şey gelince içine sürüklendiğimiz yalnızlığı, çıkarlar doğrultusunda gösterilen sözde iyi niyeti mercek altına almış. Kuru Kız denince akla evlenmemiş insanların yediği damga gelse de Kuru Kız her açıdan kuru bir kız. Upuzun boyu,çubuk kraker ebatlardaki fiziği, klasik güzellik algısının dışındaki suratı ile her anlamda bir öteki ve ötekileştirmeyi dibine kadar görüyoruz bu küçük şehirde. Küçük yaştan itibaren annesinin hastalığı ve kaybı, babasının sakatlığı, kardeşinin gelgitleri,evin sorumluluğu ve bir de çocukluk travması altında ezilen Kuru Kız'ın tüm mahalle ve akraba baskısına direnerek kalıplarını kırma, özgürlüğüne kavuşma, kendini bulma hikayesini okuyoruz. İnternetin, sosyal medyanın doğru kullanıldığında insanın hayatını nasıl zenginleştirip degistirebildiğini deneyimliyoruz onunla birlikte. Kuru Kız, Türkiye'den ama oldukça evrensel kalıplar ve dertlerle uğraşıyor bence. Kitap çok sade ve akıcı.Bir çırpıda ilgi ve merak ile okunuyor.Bana düşündürdükleri ve karakterleri, yaşattıkları ile en sevdiğim Ayfer Tunç kitabı oldu

Kuru KızAyfer Tunç · Can Yayınları · 20233,548 okunma

·

129 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Devrim Efsun Özgür