Kitap yorumum
HOTEL İSTANBUL
Hotel İstanbul kitabının yorumuyla sizlerleyim. Başkomiser Salih, kız kardeşinin gözlerinin önünde öldürülmesini unutamıyor. Bu olaydan dolayı uzun bir süre psikiyatri kliniğinde yatmış. Başkomiser Salih, deli dolu bir polisti. Onun cinayetleri nasıl çözdüğüne kimse anlam veremiyor. Başkomiser Salih'in kendine has özellikleri sayesinde tereyağından yağ çeker gibi olayları neticelendiriyor.
Hotel İstanbul kitabından bahsedecek olursam; Kenan, Başkomiser Salih'i arıyor. Safir'in kayıp olduğunu bildiriyor. Kenan'ın sesi Salih'e oldukça endişeli geliyor. Emniyette buluşmak üzere sözleşip telefonu kapatıyor. Başkomiser Salih, telsizden gelen cinayet ihbarı üzerine soluğu Aksaray'daki Hotel İstanbul'un önünde alıyor.
Otel baya eski bir yapı, tabelasındaki İstanbul yazısının noktası düşmüş, dışı bile eskimiş tıpkı Anadolu'daki otelleri andırıyor. Başkomiser Salih, arabasını otelin yakınında bir yere park edip içeri giriyor. Olay yeri inceleme ekibi çoktan gelmiş ve kanıt toplamaya çalışıyor. 17 numaralı oda da genç bir kadın kanlar içinde yatıyor. Cesedi otelin kat görevlisi Özbek kadın bulmuştu.
Maktul 22 yaşında Ani Margorasyan. Ermeni asıllı kadın İstanbul doğumluymuş. Ani'in bedeni yüzü koyun ve muntazam şekilde yatıyor. Beyaz çarşaf kandan dolayı kıpkırmızı olmuş sağ ve soldan akan kan halinin üzerine yayılmıştı. Maktul ensesinden bıçaklanmış, muhtemel uykusunda öldürülmüş olma ihtimali üzerinde duruluyor. Başkomiser Salih, bu cinayet çözebilecek mi? Safir'i bulabilecek mi?
Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Kitapla kalın dostlar
#hotelistanbul @hakangunerii @monakitap 
Leyla Şeker #leylanınkitapütopyası
#okudumbitti #kitapyorumu #kitabadairsorular #kesfer #öneçıkar #bookstagram #türkpolisiyesiokuyorum #erdeminkitapligi #hotelistanbul #hakangüneri #monakitap #sayfa239
·
45 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.