BELLADONNA ∆ ADALYN GRACE ∆
Size gizem ve sırlarla dolu bir kitapla merhaba diyorum. Kitabın en sevdiğim yönü ile başlamak istiyorum son sayfalara kadar gizem ve sırları koruması ve bunu takip eden ters köşeler, ihanetler ve en güzeli de tutkuydu... Herkesin bir gizemi ve sırrı mutlaka vardı hatta iç içe geçmiş bir şekilde! Karakterlerin ise birbirlerine bağlı sırlarının çözümlenmesi geçmiş ile şimdiki zaman içerisinde bir çok olayı da ortaya çıkarmış oluyor. Okurken ben ne okuyorum dediğim yerler oldu mu?Çok ciddiyim oldu(Özellikle çörekler, pastalar, kurabiyelerin geçtiği her satırda tatlı sever olarak bayıldım)devam ediyorum
Komplike yani birbirine bağlantılı olaylar olduğu içinde spoiler vermeden nasıl anlatırım bilemiyorum birini anlatsam diğerini de anlatmak zorunda kalacağım için sadece şöyle bir değineceğim konusuna.Böyle söyleyince karışık ve anlaşılamayan bir kurgu olarak düşünmeyin sakın. Sadece karakterlerin birebir yakınlık ve dereceleri ile ilgili bir durum, yoksa yazar yalın anlaşılır bir dil kullanmış onda bir sorun yok. O zaman başlayalım;On dokuz yaşında olan Signa Farrow, daha çok küçükken ailesini kaybederek yetim kalıyor. Signa’yı büyütenlerin ise tek bir gayesi var, Signa’nın mirası. Ve miras peşinde olan bu insanlar daha sonra gizemli bir şekilde ölüyorlar.Signa’nın ise bir zaman sonra son durağı Thorn Grove’da yaşayan akrabaları Hawthornelar oluyor. Bu ailenin babası çok garip bir şekilde hayatını kaybeden karısının yasını birbirinden değişik partilerle kutlarken, oğlu Percy ise tam tersi babasının bu durumunu bir türlü hazmedemiyor. Bu ailenin bir de kızı vardır.Blythe ise annesini de öldüren bu gizemli hastalıkla sınanır.Durum böyleyken aslında hiç bir yaşanılanda normal olmadığı gibi birde Signa’nın ilgisiyle birlikte dikkatini de epey çeker. Ölen anneleri Lillian’ın ruhu ise bu arada Signa ile bağlantıya geçerek ölümünün aslında normal bir ölüm olmadığını, öldürüldüğünü ortaya sürer. Signa ise sığınmak zorunda kaldığı bu ailenin büyük bir tehlike ile karşı karşıya olduklarını fark eder.Hemen harekete geçerek katili yakalamak için de aslında çok geçimsiz olan evin seyisinden yardım istemek zorunda kalır. Signa’nın katili bulup ortaya çıkarmak için tek bir şansı vardır. O da onu bir gölge misali takip eden Ölüm’dür. Her ne kadar Ölüm, onun hayatına soğuk bir rüzgar gibi dokunmuş olsada Signa ile aralarındaki bağın karşısında duramayıp birbirlerine nasıl çekildiklerini okuyacağız.Signa’nın ise ruhlarla bağı olması onlarla iletişim kurup olayları çözmesi çok hoşuma gitti. Tek eleştirim ise kadın karakterle çok fazla bağ kuramamış olmamla birlikte belki de bir de Ölüm ile daha çok sahnelerini okumak istemiş olmamdır umarım ikinci kitapta daha çok Signa ve Ölüm sahnesi okuruz. Birde Signa ile çözüme kavuşmayan bir sorumda havada kaldı ki sanırım bunun cevabı da serinin diğer kitaplarında okuyacağız gibi görünüyor.Kitap daha çok genç yetişkin kesime hitap ediyor olabilir ama mutlaka bir şansı hak ediyor. Fantastik ve gotik esintili hikâyeleri seviyorsanız okuyabilirsiniz keyifli okumalar. 
Belladonna 
Adalyn Grace
·
26 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.