Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Society Of The Snow
1972’da And Dağları’ndaki uçak kazasını, bir hayatta kalma mücadelesini ve kazadan 72 gün sonra 16 kişinin kurtuluşunun gerçek hikayesini anlatıyor. Amatör bir rugby takımı, Şili’nin Santiago şehrindeki karşılaşmaları için özel uçakla yola çıkar. Uçakta 5’i mürettebat, takım oyuncuları ve yakınları olmak üzere 45 kişi vardır. Böyle bir kazadan kurtulmak için nasıl bir topluluk içinde olmalıyız? Yiyecek yemek, ısınacak herhangi bir olanak olmadığında nasıl yaşamaya devam edebiliriz? Peki böyle bir deneyim sonrasında, kurtulduğumuzda, artık hayatımıza nasıl devam ederiz? Daha ilk günden itibaren sahip oldukları önemli bir duygu vardı; umut. Belli bir süre boyunca arama çalışmalarının onları kurtaracağına olan inançları sayesinde hayatta kaldılar. Bu inanç, yaşamak için çaba göstermelerini sağladı; karı eriterek suya dönüştürecek bir düzenek yapmalarını, yaralıları korunaklı bir şekilde yatırmalarını, bavullardaki atıştırmalıkları aralarında paylaşmalarını, tıp öğrencisinin yaralarla ilgilenmesini sağladı. Dağın farklı yerlerine düşmüş olan uçak parçalarına gidip batarya, telsiz, radyo bulmalarını da sağladı. Ancak belli bir süre sonra, arama çalışmalarının durdurulduğunu öğrendiler. Yemekleri kısa sürede tükendi. Hayatta kalanlardan bazıları yaralı olduğu için, soğuktan, açlıktan ölmeye başladı. Bir yaralı, yarasının kabuğunu yedi. Gruptan üç kişi; ölen yolcuların etini yemeleri gerektiğini diğerlerine açıkladı. Elbette bu, burada yazdığım gibi tek bir cümlede olup biten, algılanan ve kabul edilen bir öneri değildi. Bir süre sonra hayatta kalma dürtüsü ile, kabul edildi. Aklınızı kaybetmenize neden olacak şeyler vardır ya da kaybedecek aklınız yoktur.’ Anormal bir duruma gösterilen anormal bir tepki, normal bir davranıştır ” Viktor E. Frankl, İnsanın Anlam Arayışı Alın, hepiniz yiyiniz; bu benim bedenimdir. Hz.İsa
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.