Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Mobbing Bank Diyor ki;
Özelleştirme İhanetinin Bize Verdiği Ders Özelleştirmelerin ne demek olduğunu düşman ile yeniden savaşmak ve sattığımız kurumları geri almak zorunda kaldığımız da anlayacağız. Toplumların hayatında neler yaşanacağını önceden öngörmek hem kolay hem de zordur. Düşman ile işbirliği içinde olanların bunun anlaşılmaması adına maddi olanakları kullanarak halkın kandırılması karşısında bilinçli olmayan insanların anlaması zordur. İşbirlikçi olmayan ve bilinçli olan her yurttaş neler yaşanacağını önceden öngörebilir. Şahsi çıkara satılanlar bunu gördükleri halde görmezden gelirler. ✓ Siz kendiniz için çalışmazsanız, birileri gelir sizi kendisi için çalıştırır. Yukarıdaki söz Muhammed Ali Clay'a ait. Osmanlı imparatorluğu çağı yakalayamadığı için düşmana yenilme sürecini özelleştirme benzeri bir borçlandırma süreci sonrasında yaşadı. Her işgal ve sömürgenin arkasında küresel tefeciler vardır. Osmanlı sonrası dahi devrimci Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurtuluş savaşı vererek kurulan Türkiye Cumhuriyeti çok partili işbirliçi siyaset ve yönetimler sayesinde özellikle 12 Eylül 1980 askeri darbesini öncesi alınan 24 Ocak kararları ile düşmanın ülkemizi istila ve işgal etme sürecini yaşamasının yolunu açtı. Bugün hiçbir siyasi parti bu işgale son verecek Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptığı gibi kamulaştırma kararı akacak bir plan ve program ile ülke yönetimine talip değildir. Kamulaştırma planı ve programı ile halktan yetki isteyen partiyi ya kapatırlar ya da iktidar olduğunda ve kamulaştırma kararı aldığında düşman ile yeniden bir kurtuluş savaşı vermek durumunda kalacağız. Çünkü düşman yetmiş yıllık bir hazırlığı kaybetmemek için içimizde her türlü hazırlığı ve sürdürülebilir sömürge düzenini devam ettirmek adına her işbirliçi yapıyı kullanıyor. Son yirmi yılda adeta işgalin şövalyesi gibi özelleştirme talanını yasalarla peşkeş çeken iktidar bu çıkmazdan geri dönme yoluna girmediği gibi, bugüne kadar bu iktidarın koltuk değneği olan muhalefet bu işgalin devamı ve sürdürülebilir sömürge düzenini devam ettirmek adına aynı yanlışın içinde istilacıların çıkarları lehine çalışmaya devam etmektedir. Son yirmi yılda yaşadıklarımız bol para tefeciliğidir. Bugün millet küresel istilacı şirketlere ve yerli işbirlikçi sermayeye müşteri yapılarak adeta soydurulmaktadır. Küresel ve yerli işbirlikçi tefecilere borçlu olmayan insanımız neredeyse kalmadı. Hayat pahalılığı bu sürecin bir sonucudur. Bilinçli bir çabanın ürünüdür. Herkes Muhammed Ali Clay'ın sözünü ettiği kendimiz için çalışmadığımız, kendimize ait olan herşeye sahip olmadığımız için başkalarına hizmet eden köle olan bir toplum olarak kendimizi bulduk. Herkes bugün suçlu arıyor. Suçlu kim mi? Özelleştirmelere karşı çıkanlara karşı çıkan ve onları suçlayan bu düzene hizmet eden, destek veren herkes suçludur. Bunun bedeli yeniden savaşarak bize ait olanı geri almaktır. Bu kararlılığı göstermeden özgür, tam bağımsız, üreten ve müreffeh bir ülke ve toplum olmamız mümkün değildir. Düşman sadece işgal etmekle kalmadı. Aynı zamanda herhangi bir kamulaştırma ve bu sömürü düzenine son vermeye karar verdiğimizde bize saldıracak her türlü hazırlığı yapmaktadır. Bunu sorumlu bir yurttaş olarak bizler görebiliyorsak bize karşı ülkemizi yöneten ve yönetmeye talip olanların da ya görmeleri gerekir ya da bu işten el çekmeleri gerekir. Bu ülkenin ve toplumun geleceğinin daha fazla karartılmadan kurtarılmaya ihtiyacı vardır. Devrimle kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti o kararlılığı gösterebilecek tarihi birikim ve iradeye sahiptir. Bir ülkeyi kurtarmaya bir savaşı kazanmaya sade silah gücü yetmez. En büyük silah manda ve himaye kabul edilemez çıkışı benzeri birlik ve beraberlik içinde kararlılıktır. ✓ Hırsızlar arasında kavga çalarken değil, sıra çaldıklarını bölüşmeye ve paylaşmaya geldiğinde çıkar. Bu hile çetesini dağıtmak sanıldığı kadar zor değil. Ulusun iradesi hakim olduğunda gereği yapılır. Dünya'da çıkan, çıkarılan veya çıkacak olan bütün savaşları anlamaya çalışırken; iki devlet, iki kişi, iki çıkar grubu arasında ki bir kavgayı değerlendirirken bunu dikkate alarak değerlendirirsek daha doğru yargılara o zaman varmış oluruz. Özelleştirme ihaneti ve yaşam pahalılığı ile bizi bitirme gayretleri ile birlikte yabancıya toprak, maden ruhsatları, yurttaşlık satışı ile bu ihanet adeta zirve yapmıştır. Her uyarı geç kalmadan tedbir alma amaçlı bir çabadır. Önder Karaçay
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.