Gönderi
Balkanlarda Osmanlı Devleti’nin hakimiyetinin bitmesiyle bağımsız devletler kurulmuş ve buradaki Türkler hakim devletler tarafından asimile edilmeye çalışılmıştır. Bu asimilasyon çalışmaları malesef ki çok trajediye sebep olmuştur. Yazarımız da bu kitapta Balkan Türklerinin yakın tarihte yaşadığı sıkıntıları, baskıları ve zulümleri anlatmış.
Konumuza gelirsek; İlay Bulgaristan’ın Deliorman köyünde yaşayan bir Türk’tür. Derslerinde başarılı bir ortaokul öğrencisidir. İlay’ın annesi ve babası toprakta çalışan işçilerdir. İlay’ın annesinin, İlay’ın doğumunda hastalandığı için başka çocuğu olmaz. Babası da eşinin kız doğurması ve kısır kalması yüzünden İlay’ı ve annesini hor görür. Bir de dedesi vardır İlay’ın, birçok savaş görmüş ve Türklüğüne çok bağlı olan… Dedesi İlay’ı Türklüğe bağlı olması için yetiştirir. Bir de Mehmet Ali vardır, İlay’ın sevdiği… Fakat Mehmet Ali Türk olmasından pek hoşlanmaz. Kitap Türklüğüne bağlı, dili ve dini için bağımsızlık isteyen İlay ile kendisine sağlayacağı faydalar için tüm bunlardan vazgeçen ve Bulgarlaşan Mehmet Ali’nin hikayesini anlatıyor. Tabi ki kurgu sadece bu iki kişi üzerinden ilerlemiyor. Bulgarların Türklere uyguladığı insanlık dışı uygulamalardan, dillerini ve dinlerini yok etmeye çalışmalarından da bahsediliyor.
Kitabı çok beğendim. Kişilerin o anki duygularına yönelik betimlemeler gerçekten çok iyi yapılmış. İnsan kendisini bir İlay’ın yerine koyuyor bir Mehmet Ali’nin… Duyguların anlatımıyla adeta kitabı yaşıyorsunuz. Zaten konuya diyecek yok, Bulgaristan Türkleri anlatılıyor. Yazarın ilk okuduğum kitabıydı ama kesinlikle son olmayacak. Sizlere de mutlaka okumanızı tavsiye ederim
·
70 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.