Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Sokretes'in savunması
Sokrates, digerlerinin senin için yarattığı yoldan gidemeyeceğini söylüyordu.Yürümelisin ve YOLUNU YÜRÜYEREK OLUŞTURMALISIN. Sokrates kabul edilmeyi talep etmiyor." Lütfen beni yalnız bırakın, benim sizi yalnız bıraktığım gibi.Lütfen benim özgürlüğüme izin verin.Ben sizin hayatınıza tecavüz etmiyorum siz de benim hayatıma tecavüz etmemelisiniz," diyor. tamamen açık yürekli gözüküyor. kabul edilmeyi talep etmiyor."Benim söylediğimi doğru ve bunu kabul etmelisiniz," demiyor.Hayır, diyor ki "söylediğim ne varsa onu söylemeye hakkım var sizin de söylemeye hakkınız var." Bu adamın öldürülmesi gerektiğine karar verdiklerinde yargıçlar bir parça suçluluk duydular. O, Yunan dehasının en güzel açmış çiçeğiydi.Bu yüzden ona birkaç seçenek sundular: "Birincisi, Atina'yı terk edebilirsin..." O günlerde Yunanistan, site devletlerinden oluşmaktaydı ve bu gerçekten çok daha demokratik bir yoldur.Birim küçüldükçe daha fazla demokrasi mümkündür; bu, doğrudan demokrasidir. Atina halkı bir şeye karar verirken toplanır, onun lehinde veya aleyhinde ellerini kaldırdı. artık Amerika gibi bir ülkede demokrasi dolaylı bir hale geldi.Seçtiğin kişi... onu birkaç yılını seçtikten sonra ne yapacağını bilmiyorsun.Bu birkaç yıl içinde onu kontrol edemezsin. sana bir şeyin sözünü vermiş olabilir ve tam tersini yapabilir gerçekleşen şey tamamen budur. ancak Atina'da doğrudan demokrasi vardı.Önemli bir konu olduğunda Atina halkı hep birlikte orada bulunacak ve lehinde veya aleyhinde oy kullanacaktı böylece güç beş yıllığına verilmiş olmuyordu, her zaman halkın elindeydi. yargıçlar dedi ki, "Çok basit: Atina'yı terk et.Başka bir şehre yerleşebilirsin ve nerede olursan müritler, dostlar bulursun, buna şüphe yok." Sokrates, "Bu hayatta kalma meselesi değil. Söylediğiniz kesinlikle işe yarar bir şey, her iş adamı bunu seçerdi.Basit.Neden gereksiz yere öldürülesinn? Başka bir şehre taşın," dedi ve ekledi, "Atina'dan gitmiyorum çünkü bu rahatlığı mı yoksa hayatı mı seçeceğim meselesi ve ben hayatı seçiyorum, o bana ölümü getirse bile.Ancak rahatlığı seçmeyeceğim bu korkakça." ona başka bir seçenek sundular.Dediler ki, "O halde bir şey yap: Atina'da kal fakat öğretmeye son ver." Dedi ki, bu daha zor. kuşlardan sabah ötmemelerini istiyorsunuz, ağaçlardan zamanı geldiğinde çiçek açmamalarını istiyorsanız, öyle mi? Benden hakikati anlatmamamı istiyorsunuz, öyle mi? Bu benim tek neşem:Karanlıkta el yordamıyla arayan kişilerle hakikatimi paylaşmak. Ben burada olacağım ve hakikati öğretmeye devam edeceğim." Yargıçlar, "O halde çaremiz yok çünkü kalabalık çoğunlukla senin zehirlenmeni ve öldürülmeni istiyor." Dedi ki, "Bu mükemmel.Beni öldürebilirsiniz ancak benim irademi öldüremezsiniz..." Ancak hatırla, "irade"yle ruhu kastetmiyor.İradeyle cesaretini, hakikate olan sadakatini, yaşam tarzını kastediyor.Onu değiştiremezsin. "Beni öldürebilirsiniz.Ölümle ilgili hiçbir kaygım yok çünkü sadece iki seçenek var.Ya basitçe öleceğim, o zaman bir sorun yok.Olmadığımda ne sorun olabilir? O halde ya basitçe öleceğim, o zaman bir sorun yok veya ben ölmem ve ruhum yaşayamaya devam eder. O zaman en azından, bir korkak olmamanın, hakikatime sadık kalmanın doyumunu yaşarım, beni öldürebilirsiniz fakat bana diz çöktüremezsiniz." Neşe içinde öldü.Sokrates'in ölüm sahnesi, tüm insanlık tarihi için güzel bir şeydir. Yunanistan'da insanlar çarmıha gerilmiyordu, zehir içmeleri gerekiyordu. Dışarıdaki bir kişi ölüme mahkum edilmiş, kişilere zehre veren resmi zehirleyici, zehiri hazırlıyordu.Saat akşam altıydı.Güneş batıyordu ve Sokrates tekrar tekrar sordu, "Sorun ne? Adama sorun, geç kalıyor." Zehri hazırlayan kişi, bu işi gerçekten mümkün olduğunca geç yapmak istiyordu.Bu adamı sevmiştim onun biraz daha uzun yaşamasını istedi. Bu kadarını mümkün kılabilirdi. Zehri yavaş yavaş hazırlayabilirdi. Ancak müritler tekrar tekrar geldiler ve "usta neden geç kaldığını soruyor," dediler. Gözlerinde yaşlarla dedi ki , "O gerçekten tehlikeli bir adam.Ona yaşamak için biraz daha zaman vermeye çalışıyorum fakat o acele ediyor." Zehri hazırlayan adam, Sokrates'e sordu, "Neden acele ediyorsun?" "Acele ediyorum çünkü hayatı muazzam bir şekilde bütünüyle yaşadım; bunu biliyorum. ölüm bilinmez; bu büyük bir macera.Ölümü tatmak istiyorum." Şimdi böyle bir adamı öldüremezsin.Böyle bir adamı, ölümü bilmek isteyen, bilinmeyenin zorluğuna ve macerasına atlamak isteyen bir adamı öldürmenin bir yolu yoktur.
Sayfa 37
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.