Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

282 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
“Pişmanlıklarını telafi etme şansın olsaydı, bazı konularda farklı davranır mıydın?” Herkesin geriye dönmek istediği tek bir an, değiştirmek istediği onlarca seçim ve sayılamayacak kadar pişmanlıkları vardır şüphesiz.. Yaptığımız seçimlerin ne kadarı bize aitti ve hayallerimizin? Bulunduğumuz anda olmaktan ne kadarımız memnun? Hiç bilmediğimiz hayatları yaşadığımız hayata kıyasla neden daha çok isteriz? Elimizde olmayan ya da elimizden kayıp giden şeyler neden hep daha cazip gelir? En önemlisi değer bilmek için illa yitirmek mi gerek..? Her birimiz bulunduğumuz yerden başka yerlerde olabilmek için koşturuyoruz. Sonuç olarak hiçbir yerde değiliz, asla orada olamadığımızdan dolayıdır ki; her daim gözümüzün önünde duran “benliğimizle” olan bağlantımızı kaybediyoruz. Çoğu kişinin kendini kaybolmuş hissetmesine hiç şaşırmamalı. Genç yaşlardan beri bizlere “sadece var olmak” yerine, hep “bir yerde olmak” veya “birisi” olmak öğretilegeldi. “Yaşayamadığımız hayatların yasını tutmak kolay. Başka yeteneklerimizi geliştirmiş, bazı teklifleri kabul etmiş olmayı dilemek kolay. Pişmanlık duymak ve sonsuza, zamanımız doluncaya kadar duymaya devam etmek çok kolay. Ama esas sorun yaşamadığımız için pişmanlık duyduğumuz hayatlar değil. Sorun pişmanlığın kendisi.”(s. 271) Evet sorun pişmanlığın kendisi.. Oysa vaktiyle verdiğimiz kararın, başka bir versiyonu şu an yaşadığımız hayattan daha mı iyi yoksa daha mı kötü bunu bilemeyiz. Buna rağmen pişmanlıklar biriktirmeye devam ederiz. Çünkü ne diyordu
Pablo Neruda
Pablo Neruda
; “İnsan ulaşamadığı her şeyin delisi, ulaştığı her şeyin ise nankörüdür.” Bir şeyi unutuyoruz hep.. Hayattaki asıl önemli şey istediğini almak değildir, aldıktan sonra onu hâlâ istemektir. Başkarakterimiz Nora’ya farklı hayatları yaşama fırsatı verildi.. Paralel evrende çok mutlu olduğu hayatlar da oldu fakat yine de kendini o hayata ait hissedemedi. Çünkü emek vererek, hak ederek elde etmemişti o hayatları. Sonunda da ait olduğu kök hayatında karar kıldı.. Bu da şunu söyletiyor bizlere; “Olmamız gereken tek bir kişi var. Hissetmemiz gereken tek bir varoluş var. Her şey olabilmek için her şeyi olmamız gerekmiyor çünkü zaten sonsuzuz. Yaşadığımız her an sonsuz olası geleceğe gebe.” (s. 272) Pişmanlıkların sonu yok.. Yaşadığımız sürece gerek yanlış seçimler yaparak, gerek hatalar yaparak doğruya ulaşırız.. Karşımıza çıkan her kişinin (olayın) mutlaka bir görevi vardır; bu hayatımızda bir ders ya da tecrübe olarak yer edinir. Ve bizler “keşke”leri “iyi ki”lere dönüştürdüğümüzde hayatımızdaki en büyük değişikliği yapıyoruz aslında… Pişmanlıklarımızla yüzleşmek ve ait olduğumuz hayatta da bir şeyleri başarmanın mümkün olduğu gerçeğini anlama fırsatı sunuyor bizlere
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı Kütüphanesi
.. “YAŞIYORUM” (s.265) ve gerçekleştireceğim birçok hayal için hâlâ fırsatım var.. Çok sevdiğim bir replikle incelememe son vermek istiyorum.. “Arabanı dikiz aynasına bakarak kullanamazsın. Eğer dikiz aynasına bakmaya devam edersen, kaza kaçınılmaz olur. İşte bunun yüzünden dikiz aynası çok küçüktür, ön cam ise kocamandır. Bunun bir nedeni var, çünkü; dikiz aynasının tek işlevi nelerden geçtiğinizi görmenizi sağlamaktır. Ön cam ise senin geleceğindir. Gittiğin yer orası..” Hayatımızda her zaman “iyi ki”lere yer vermek ümidiyle…
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202154,6bin okunma
·
54 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.