Nazik ve nazik bir hatırlatma olarak, asıl soru ölümden sonra yaşamın var olup olmadığı değildir. Asıl soru ölmeden önce hayatta olup olmadığındır. Ya da kitabın çok anlamlı başlığına gelince, dirilişin nihai anlamı eskinin ölümü ve yeninin doğuşudur. Ama ilk önce eski nedir, yeni nedir? Peki bu kopuş (dönüşüm süreci veya başlı başına yeniden diriliş) çok hızlı ve şiddetli olduğunda ne olur? Kanıtlara göre zihin, çoğunlukla kişinin kendi iç yapısına bağlı olarak az çok kalıcı olarak dengesini kaybedebilir. Bazı durumlarda etkisi çok vahim, şiddetli olmaz ve kriz derin izler bırakmadan geçebilir... Ama elbette Kont Lev Nikolayevich Tolstoy için durum böyle değil. Derinden ve geri dönülemez bir şekilde etkilendi. Bu nedenle ya doğuştan gelen eğilimleri ya da çevrenin plastik yapıları üzerindeki etkisi nedeniyle karakterleri aracılığıyla kendini yansıtmıştır. Sonunda ruhsal diriliş veya uyanış onları kişiliklerinin en derinlerine kadar harekete geçirir. Artık “sonsuz hayır” ile “sonsuz evet” arasında seçim yapmasının istendiği zamandır… Ama kitaptaki prens (ya da gerçek hayattaki kont) aklın baskısına bu kadar alışmış olduğundan, belli ki zihinsel ataletin ortadan kaldırılması zorlaşır. Aslında bu onun varlığının köklerinin derinliklerine inmiştir ve artık kişiliğinin tüm yapısı paramparça olmak, altüst olmak durumundadır. Diriliş süreci mücadelelerle, gözyaşlarıyla, kanla (fiziksel değil ama daha hızlı bir iç dolaşım süreci gibi..), derin acılarla, zihinsel ıstıraplarla lekelenmiştir, ama yine de ancak bu kadar acı ve çalkantılardan sonra tüm içsel, derin ve katı kirlilikler arındırılır ve muhtemelen hayata, onun anlamına, amacına, mantığa dair yeni bir bakış açısıyla yeniden doğar. Sanki tüm bu kelimeler aynı anlama gelmiyormuş gibi... Diriliş, derinden sosyal adaletsizlik, özel mülkiyet, ana toprak, mahkeme salonları ve cezai yargı sistemi, hükümlüler ve hapishaneler, istismarlar, sömürülenler ve sömürücüler, yolsuzluk ve düşmanlık duyguları, sert ahlaksız düzenlemeler ve birçok mankafa hakkında bir hikaye. Aynı zamanda bir sürü soğuk, aç, aylak, hasta, aşağılanmış, gaddar insan... Ve aynı zamanda alışılagelmiş yaşam alışkanlıklarını düzeltmeye çalışan, ruhu şiddetli ve çetrefilli bir mücadeleyle harabeye dönen bir adamın hikâyesi. Gençliğinde hayatını mahvettiği kişiyi asıl sebep olarak kurtarmaya çalışarak (hem toplumsal hem de kişisel) önemli bir görevi yerine getirmenin bilincindedir. Tesadüfi bir karşılaşma her şeyi aklına getirir ve vicdanına yüklenen günahın rahatsız edilmeden yaşamasını mümkün kılan kalpsizliğinin, zalimliğinin ve bayağılığının kabulünü zorunlu kılar. Kendi çılgın düşüncelerimin içinde, göğsümü dolduran çeşitli karmakarışık duygularla sarmalanmış bu kitabı okuyabildiğim için fazlasıyla mutluyum. Kont Lev Nikolayevich Tolstoy'un diğer ünlü başyapıtlarıyla aynı, kendine özgü, kesinlikle olağanüstü bir roman. Sadece kütüphanenizde yer alması değil gözüne çarparak zihninizde sürekli yer kaplayacak bir eser. Kitaplarla Kalın...

DirilişLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,4bin okunma

·

20 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Kırmızı Zihin