"Yaşam bir yük gibi görünmüştü gözüme bir ara, şimdiyse bir süs, bir anıt, bir gösteri gibi görünüyor." Absürd tiyatro türünde yazdığı eserlerle bilinse de tek romanı Yalnız Adamı'yla gündemde olması gereken yazarlardan biri Eugène Ionesco. Kaleme aldığı tek romanla bu noktaya çıkış sağlayan unsur; varoluşçu yaklaşımını ve bilinç akışı tekniğini kusursuz kullanması. Keza bu yönünü, metnin satır aralarında okuruna sıklıkla hatırlatıyor. Ionesco, Yalnız Adam'ında 30'lu yaşlarındayken mirasa konan isimsiz anlatıcının bir anda değişen yaşamını ve yaşama bakışını ele alıyor. Fakat şöyle bir detay var. Anlatıcımızın yaşamı birileri tarafından değiştirilmiyor, kendi isteği doğrultusunda değişiyor. Çoğumuzun zenginlik içerisinde, birçok şeyin tasası olmadan mirasyedi bir yaşam hayalinin aksine anlatıcımız, kendisini her şeyden yalıtıyor. Kendisiyle baş başa kaldığı yerde gönüllü hesaplaşması başlıyor. Yalıttığı noktada kendisine, hayata, zamana, anılara, çevreye, topluma, ölüme, yalnızlığa ve daha birçok şeye, detaycılığına dikkat çeken bir bakış atıyor. "Sokağa, dünyaya, bir insana bakan bir pencere açamıyordum." Gözlemlerinden beslenerek duygu ve düşüncelerini kaleme alırken onun iç dünyasında gezinmemize izin veriyor. Bu noktada bilinç akışı tekniğiyle rastlaşıyoruz. Ionesco, bu tekniği öyle derinlikli işlemiş ki göze batmıyor, rahatsız etmiyor. Zaten insana ve çevreye duyarlı karakterinin yanı sıra içe dönük yaşamı da bize yansıtılmasaydı burada bir eksiklik olduğunu hissettirecekti Ionesco. Tek romanı olan Yalnız Adam'da bu denli başarılı bir anlatımın yer almasını yazarın tiyatroculuğuna veriyorum. Muazzam bir eser. [instagram.com/p/C5BPEGVNqjd/?...]

Yalnız AdamEugene Ionesco · Yapı Kredi Yayınları · 1973476 okunma

·

45 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.