Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Nazizmde, palingenetik ultra-milliyetçilik üzerinde temellenen bir siyasal ideolojinin ardına gizlenmiş acımasızlık tüm potansiyeli ile su yüzüne çıkıyordu. Almanlar karşısında zorlu seçenekler vardı: sağlıksızlık ya da yeniden doğum, ölüm ya da yaşam. Bu ikilemin korkunç insani sonuçlarım zaman zaman Nazi liderleri kendileri de etkili bir biçimde dillendiriyorlardı; mesela, dinleyicilerinin öz-aşkınlık ve "yaratıcı nihilizm" hislerine hitap ederek onları Yeni İnsan'ın, homo fascistus'un vücut bulması olarak kayda geçerken. Dile düşmüş bir örnek, Himmler'in 6 Ekim 1943'te SS liderlerine yaptığı moral konuşmasıdır. Aralarında, yerde yan yana yatan binlerce cesede bakmanın ne demek olduğunu bilenleri, "hem sonuna kadar gidebilmenin hem de iyi insan olarak kalmanın", "tarihimizde hiçbir zaman yazılmamış ve yazılmayacak bir zafer sayfası" olduğuna inandırıyordu. Her ne olursa olsun Yahudilerin imhası kişisel bir nefret ya da kazanç meselesi değildi: "Bizi yok etmek isteyen bu halkı yok etmek ahlaken hakkımız, kendi halkımıza karşı görevimizdi. Ancak, bir kürk, kol saati, bir nişan, sigara ya da başka şeylerle zenginleşmek hakkımız değildir. Kökünü kazıdığımız bir bakteridir, zira sonunda bu bakterinin bize bulaşmasını ve bundan dolayı ölmeyi istemiyoruz. Burada, küçücük bir alanda bile mikrobun varlığını ya da bir tutunma noktası bulmasını istemiyorum. Nerede görülürse dağlayarak yok etmeliyiz. En sonunda söyleyeceğimiz, bu en zor görevi halkımıza duyduğumuz sevgi nedeniyle ifa ettiğimizdir. Ayrıca, aklımız, ruhumuz, kişiliğimiz bundan yara almamıştır (Noakes ve Pridham, 1971, s. 493)."
Sayfa 371
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.