Dünyayı Kuran Çalışmadır.
Binlerce yıldan beri, bülbüller yuvalarını aynı
şekilde yapar. Zaman içinde hiçbir şey değişmemiştir.Bir bülbül yuvasını yapmayı tamamladıktan sonra işi bitmiştir, yuvayı süslemez artık..
İnsanlarsa, önce mağaralarda sonra kulübelerde
yaşamışlardır. Mağaraların duvarlarına resimler
çizmiş, barınaklar yapmak için ağaç dalları
toplamayı akıl etmişlerdir. Günümüzde, yüzlerce
değişik ev yapabiliyorlar: Kare, dikdörtgen, çok
yüksek, küçük, ağaçtan, demirden, camdan...
Tarihin başlangıcından bu yana insanlar birbirinin aynı evler yapmıyorlar. Yalnızca yağmurdan ve soğuktan korunulacak, rahatça uyunacak bir yere sahip olmak için çalışmıyorlar. Aynı zamanda, evlerin daha güzel, daha iyi, daha dayanıklı ve daha büyük olması için, onları süslemek için de çalışıyorlar.
Binlerce yıldır kaplanlar, ceylanları çiğ çiğ yer.
Doyunca da avlanmayı bırakırlar. Yeniden acıkınca, tekrar ava çıkar ve yine aynı şeyi yerler.
İnsanlar da bir zamanlar ceylan etini çiğ yiyordu.
Daha sonra eti pişirmeye, saklamaya ve aynı etle değişik yemekler yapmaya başladılar. İnsan yalnızca beslenmek için çalışmaz. Kendini daha iyi beslemek için de çalışır.
Binlerce yıldır ayılar, soğuktan korunmak için
aynı kürkü kullanıyor.
İnsanlarsa, hayvan derilerinden giysiler dikmeye başladılar; kış için sıcak tutan giysiler yaptılar ve hiç bıkmaksızın, her renkte farklı farklı giysiler tasarladılar. İnsan sırf giyinmek için çalışmaz,
aynı zamanda güzel olmak ve başkalarının hoşuna gitmek için, giydiklerinin rahat, yumuşak
ve güzel olması için de çalışır.
İnsanlık tarihine bakarsak, insanın yalnızca
karnını doyurmak ve hayatta kalmak için çalışmadığını görürüz. İnsan çalışır ve çalışarak dünyayı değiştirir.
Tabii ki, büyükler sabah işlerine gittiklerinde,
onların dünyayı değiştirmeye gittiğini düşünmeyiz. Ama, mağaralarda yaşayan ilk insanlardan biri bugün dünyaya geri dönseydi, insan çalışmasının dünyayı tamamen değiştirmiş olduğunu görürdü.
Sayfa 3 - Günışığı Kitaplığı
·
26 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.