Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

443 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
DOSTOYEVSKİ Yazarı: Henri Troyat; Cem Yayınevi; Biyografi; 1973 basımı; Türkçemize Çeviren: Leyla Gürsel; Kapak resmi: Güner Ener; 461 sayfa (10) (21.05.2010) Yukarıda künyesini yazarak tanıttığım, uzun yılları geride bırakmış olan bu kitap 1973 yılında, Ahmet Sarı Matbaası'nda dizimi ve basımı yapılmış, 'Cem Yayınevi'nden çıkmış karton şömizli bir DOSTOYEVSKİ nüshasıdır. Kapak resmi: Güner Ener yazıyor. Bundan anlaşılıyor ki bir de resimli dış kapağı varmış ama bin dokuz yüz yetmiş üç yılından bu güne geçen zamanda kim bilir hangi ellerde bu kapak yitirilmiştir? Güner Ener ilgimi çekti ve yaptığım bir araştırmada: "Türkiye’deki 'İlk ve Tek Kadın Kapak Ressamı' unvanını kazanmıştır." yazdığını gördüm. Kapak resmini çizen Güner Ablamız'ı anlatan internet sayfasını buldum; bu kitaba ait kapak resmini gördüm ve hayran kaldım. Güner Ablamız'ın ellerine sağlık. DOSTOYEVSKİ biyografisini Henri Troyat bir romana benzetmiş ve bu biyografi Leyla Gürsel tarafından o kadar iyi çevrilmiş ki Türkçemize, ortaya çıkan eser gerçek bir sanat şaheseri olmuş. Bu nadide kitabın yayımlanmasını sağlayanlara -bu gün hayatta olmayanlar dahil- teşekkür ediyorum. DOSTOYEVSKİ başlıklı kitabın Yazarı Henri Troyat, Fyodor Mihayloviç Dostoyevski'nin öz geçmişini kaleme almakla gerçekten dolu dolu bir iş çıkarmış. Troyat 1911'de Moskova'da doğmuş. 1917'de Rus Devrimi'nde Çarlık rejiminin devrilip Bolşeviklerin yönetimi ele geçirmesinden hemen sonra ailesiyle birlikte Rusya'dan kaçıp Fransa'ya yerleşmiş. Rus roman ve oyun yazarı 'ÖLÜ CANLAR' ile hatırlanan Gogol hakkında yazdığı biyografinin de mükemmel olduğunu duydum. Troyat, 2007 yılında doksanbeş yaşındayken vefat etmiş. Troyat'nın özgeçmişini yazdığı Yazar Fyodor Mihayloviç Dostoyevski ise 1821 yılında doğmuş, 1881 yılında vefat etmiş. Eser Dostoyevski'nin atasını ve ardından anne ve babasını anlatmakla başlıyor. Baba despot ve cimri biri; bir doktor. Anne ev hanımı. Mişel adında bir ağabeyi var Fedya'nın (Fedya: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski). Fedya ile Mişel özel okula gönderiliyorlar. Fedya babasından ne vakit para istese, binbir dereden su getiriyor baba; ya az gönderiyor, ya hiç göndermiyor. Baba çocuklarına Latince öğretiyor fakat dersler âdeta bir işkenceye dönüyor öğrenciler için. Baba Rus kölelere -mujiklere- sahip ve onlara çok kötü davranıyor. O kadar kötü davranıyor ki sonunda mujikler Dostoyevski'nin bu despot babasını oyuna getiriyorlar ve işkence ede ede katlediyorlar. Babasının ölüm haberi üzerine o sırada Mühendislik Okulu'nda okumakta olan Fyodor Mihayloviç ilk sara nöbetini geçiriyor. Hasta olan annesi de uzun yaşamıyor; hayata veda ediyor. İlk kitabı 1846 yılında yayımlanan İNSANCIKLAR çok beğeniliyor. Bundan sonraki iki eserinden beklediği ilgiyi göremeyen Dostoyevski politikaya meylediyor. Genç Dostoyevski'nin arkadaş çevresinde Rusya'yı daha iyiye götürmek adına gizlice buluşan, rejimin iyileştirilmesi konusunda kafa patlatanlar vardır. Bu grubun toplantılarına katılıyor Fyodor Mihayloviç. Çarlık Rejimi bir müddet bu toplantılara kayıtsız kalıyor. Sonunda grup içerisine casus sokuyorlar. Casus bir yıl kadar rapor sunuyor Çar'a. Hepsi -34 kişi- bir gecede tutuklanıp mahkemeye çıkarılıyor. Önce affediliyorlar sonra tekrar bir mahkeme yapılıyor ve içlerinden bazıları ölüm cezasına çarptırılıyor. Ölüm sehpaları hazırlanmıştır. İlk kurşunlanacak üç arkadaşına beyaz başlıklı beyaz elbiseler giydiriliyor. Dostoyevski artık biliyor ki beş dakika kadar vakti kalmıştır. Aklından tüm hayatı geçiyor. Henüz ateş açılmamıştır. Bir subay beyaz bayrak sallıyor: Çar ölüm cezalarını geri çekmiştir. Dostoyevski'nin ölüm cezası, dört yıl Sibirya'da sürgün hapsine ve ardından dört yıl er olarak askerlik yapmaya çevriliyor. Ölümden kurtulan Dostoyevski seviniyor bu cezalara. Günü geldiğinde mahkûmiyetini çekeceği hapishaneye doğru yola çıkıyorlar. Yirmi gün süren zorlu bir yolculuktan sonra Sibirya'ya varıyorlar. Cezaevi koşulları son derece kötüdür. Yatacak yerleri çok pistir. Koğuşların havası berbattır. Tuvalet olarak koğuş içine konmuş bir kovayı kullanırlar. Ayaklarındaki prangalar mapustaki Dostoyevski'yi canından bezdiriyor. Üstelik basurları azmıştır Dostoyevski'nin. Sibirya soğuğu her yerden işlemektedir bedenlere. Asıl kötüsü zindandaki diğer mahkûmların Dostoyevski'yi kendilerinden görmemeleridir. Bir ağa çocuğu olan, bir bey olan Dostoyevski mujik olan hükümlüler tarafından aralarına kabul edilmemekle ayrıca cezalandırılıyor. Cezaevine geliyorlarken yolda arkadaşlarının karılarının kendisine hediye ettiği bir İncil daima yanındadır ve onun tek tesellisi Hz. İsa'ya indirilen bu kutsal kitap olacaktır. Bu gerçek Yazar'ın yazın eserlerinde İncil'den çokça alıntı yapmasının bir nedeni olarak görülecektir. Dört yıllık hapis hayatı biter Dostoyevski'nin,,, er olarak dört yıl kalacağı birliğe gönderilir. Orada kendisine dostça yaklaşan bir subay sayesinde durumu iyileşir; rütbesi subaylığa kadar yükseltilir. Bir ayyaş öğretmen ile dostluk kurar. Bu devamlı sarhoş öğretmenin evine gider bir gün. Öğretmenin karısı ile pek iyi anlaşırlar. Başka bir şehre taşınan bu öğretmenin bir süre sonra öldüğünü haber alır Dostoyevski. Onun dul eşi Mari Dimitriyevna ile 1857 yılında evlenir. 1859 yılında cezasını tamamlayan Yazar'ın Petersburg'a yerleşmesine izin verilir. Dostoyevski kardeşler aylık bir dergi çıkartırlar. Derginin tutunmasını sağlamak için var gücüyle çalışır Dostoyevski. Fakat bu yorucu yaşayış düzeni sara nöbetlerinin gitgide sıklaşmasına sebep olur. 1861 yılında EZİLENLER adlı romanını dergisinde yayımlamaya başlıyor; bu eseri başarısız kabul ediliyor. Eskiden, bizim roman olarak bildiğimiz eserler tefrika hâlinde yani süreli yayınların her sayısında bir bölümü basılmak suretiyle yayımlanırmış. Ardından ÖLÜLER EVİNDEN ANILAR yayımlanıyor ve büyük başarı elde ediyor. Bundan sonra Dostoyevski Polonya'ya gidiyor, gezmek amacıyla. Karısı Mari Dimitriyevna hastadır; kocasına, onu hiç sevmediğini söyler. Bu esnada Polin Suslova adında bir kadına tutulur. Ayrıca Dostoyevski para sıkıntıları içerisinde de bocalamaktadır. Buna rağmen 1863 yılında kumar oynamaya başlar ve bu oyuna dadanır. Suslova ile Paris'e, Roma'ya, Napoli'ye gidiyorlar. Dostoyevski kumar oynamaya devam ediyor. Sonradan yazacağı KUMARBAZ romanını tasarlamaya başlıyor. Rusya'ya dönen Dostoyevski'nin karısı Mari Dimitriyevna artık çok hastadır,,, 1865 yılında önce karısı ardından kardeşi Mişel ölüyor. Yapayalnız kalan Dostoyevski, dergisinin borçları yüzünden sıkıntıdadır. Bin 866 yılı başlarında SUÇ VE CEZA romanının birinci bölümü tefrika edilir. Bu eseri için övgüler almaya başlar. Fakat para sıkıntıları devam etmektedir. Yazmak zorunda olduğu yeni romanı için yaptığı anlaşmanın süresi dolmak üzeredir fakat Dostoyevski henüz tek satır bile yazmamıştır. Bu duruma çare olarak bir arkadaşı romanını stenografa yazdırmasını salık verir. İşte sonradan karısı olacak Stenograf Anna Grigoriyevna ile böyle tanışıyor Dostoyevski. Doktorlar hasta olan Dostoyevski'ye dış ülkelere gitmesini öğütlüyorlar. Alacaklılarından uzaklaşmak ve doktorların tavsiyesine uymuş olmak için Berlin'e gidiyorlar karısı Anna Grigoriyevna ile. BUDALA adlı romanı yayımlanmaya başlıyor. Budala'dan hemen sonra EBEDÎ KOCA sonra ECİNNİLER daha da sonra DELİKANLI başlıklı romanı yayımlanıyor. Bir ara bu Yurtsever Yazarımız'ın coşkunluğu doruğa çıkıyor: 'Evet, Haliç ve İstanbul bütün bunlar bizim olacak.' diye yazıyor. Yıllar ve yıllar sonra bunun böyle olmadığını bilmek bana iyi gelmişti DOSTOYEVSKİ başlıklı kitabı okuyorken. Dostoyevski dergisinin yayımlanmasına bir büyük romanı için ara vermek niyetine giriyor. Aklındaki bu roman KARAMAZOV KARDEŞLER başlığını taşıyacaktır. Bu roman Yazar'ın ününü doruğa çıkarıyor. Bin 881 yılında hastalanıyor Dostoyevski; ciğerlerinden rahatsızdır ve bir kaç kez ağzından kan gelir. Öleceği günü anlıyor Yazar ve bunu karısına söylüyor; çocuklarını çağırtıyor. Onlarla ve karısı ile son olarak görüştükten sonra bilincini yitiriyor; yatağında son nefesini veriyor. Cenaze töreni kalabalık oluyor; otuz bin kişi onu son yolculuğuna uğurluyor. Ölümünden sonra KARAMAZOV KARDEŞLER romanına halkın aşırı ilgisi kitabın çok satmasına sebep oluyor. Satıştan toplanan paranın kârı 75.000 ruble oluyor. Bu para Yazar'ın yaşıyorken bir romanının yayımlanmasından aldığı paranın on katıdır... Hamiş: Henri Troyat'nın, Büyük Rus Romancısı Fyodor Mihayloviç Dostoyevski'nin hayatını ve eserlerini anlattığı DOSTOYEVSKİ adlı bu eser bu güne değin okuduğum en iyi biyografidir.
Dostoyevski
DostoyevskiHenri Troyat · İletişim Yayınları · 2014185 okunma
·
101 görüntüleme
Semih Oktay okurunun profil resmi
Hamiş ismi Arapçadır, üstelik eskimiştir: Kullanılmaya kullanılmaya unutulmaya yüz tutmuştur. Günümüzde "hamiş" sözcüğünü kullanmak bana bir yazarımızdan yadigâr kaldı, seviyorum bu kelimeyi. "Dipnot" demektir hamiş. Çıkma, demektir. Evvel zamanlarda yazılmış mektupların sonunda sıkça kullanılırdı "hamiş".
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.