Gönderi

Minicik bir balık idim... İçinde yüzdüğüm, nimetlerinden ziyadesi ile faydalandığım, bununla birlikte; "Nimet nerede? Deniz nerede?" diyen, habire hazine ve denizi arayan bir densiz idim... Ömrüm baki idi, Yüz yıl hazine ve denizi aradım bıkmadan usanmadan.. Bir gün bir balıkçının oltasına takıldım balıkçı bir savurdu kaf dağının ardında kupkuru susuz bir çöle düştüm. Nefessiz kalmış can çekişiyordum, bir türlü ölemiyor kıvranıyordum. Sonsuz acılar ve pişmanlıklar içersinde geçmişim bir film şeridi gibi gözlerimin önünden akmaya başladı. İşte o zaman dank! etti ki; meger ben buralara atılmadan evvel aradığım deniz ve hazinenin tam içersinde imişim.. Ne varki iş işten geçmişti. Deniz içersinde değil üzdüklerim ve kırdıklarım; En nefret ettiklerim bile gözüme bir nur parçası görünmeye başladı, gercekten aslıda bu idi... Ne olduklarını bilmeseler dahi.. "O gün insan, önden yolladığı şeyler ve geriye bıraktığı herşey ile haberlenir..." Kıyamet Suresi 13 Ben ki; Bir karıncanın dahi himmetine muhtaç kalmış, avazım çıktığı kadar bağırmakda idim, ama duyurmak ne mümkün. "Hiç kimsenin kimseye yardımcı ve şefaatçi olamayacağı günden sakının... " Müddesir Suresi 48 Evet, bana yalnızca ALLAH yardım edebilirdi... Göz göze geldik. "Hayır! hayır! kaçacak saklanacak yer yok! Varılacak yer yalnızca Rabbinin huzurudur..." Kıyamet Suresi 11-12 Utançla yüzümü öne eğdim. Zira bu göz göze geliş, zamanında meğer içersinde oldugum sonsuz nankörlüğü yüzüme çarptı. başım öne eğik yalvardım yalvardım, yalvardım.. Tam yüz milyar yıl. Ta ki çocukluğumdan o güne, deniz içersinde değil aldığım nefes; Maddi manevi gıdalandığım, o zamanlar fark edemedigim ve bu körlükden dolayı sonsuz şükrünü eda etme bilincinde olmadığım en zerre nimetin hesabını dahi, sonuna kadar verene dek.. Bir nidacı dalga geçer gibi güldü "Hey sen! Denizin içersinde iken, günahlarının denizlerin köpükleri kadar dahi olsa ALLAH dan ümidini kesmeyecegi naralari atan sen!. Orada atıp tutmak kolaydı şimdide sözünü tutsana" dedi.. Çarem mi vardı, ya tutacak ya tutacaktım.. Yüz yıl daha böyle geçti.. Bir gün, "Sevin sevin" denildi. Bir yağmur bir velvele koptu ortalığı sardı nehirler oluştu, denizle birleşti. Yüzerek denize kostum. Artık ben eski ben değildim, neyin ne olduğunu birebir yaşayıp öğrenen, denizin ve hazinenin nerede olduğunu artık iyi bilen "Kıyam" "edip" (uyanan ayağa kalkan) idim. Ögrendimki binlercesi sözünü tutmamış...
··
870 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.