"İki insan birbirinin farkına varınca iletişim başlar," dedik
ve iletişim konusuna ilişkin donanımları irdeledik. Bu donanımları kısaca gözden geçirmek isteyebilirsiniz diye, kitabı bitirirken
aşağıdaki listeyi vermeyi uygun gördüm.
1. Donanmış bilinç, daha güçlü ve zengin yaşam olanakları
yaratır. Bilinci donanmış insan, bilinci donanmamış insandan her zaman ve her koşulda daha etkili ve güçlü olacaktır. Bu kitap, iletişim
konusunda bilincinizi donatmak için yazılmıştır.
2. İnsan muhteşem bir potansiyeldir. Bir toplumdaki anababalar, öğretmenler, "işadamlan, devlet yöneticileri insan potansiyelini geliştirme bilinci içinde davranır ve olanaklar yaratırlarsa
o toplum gelişir ve güçlü olur. Bir ülkenin geleceğinin garantisi,
çocuklarını geliştirmek için yarattığı olanaklarda yatar.
3. Olayların kendisinin anlamı yoktur; olaylan algılayan insan, algıladığı zemine göre olaya anlam verir. Olayların .algılanmış, yorumlanmış, anlam verilmiş haline 'fenomen' deniyor.
insan, fenomen dünyasında yaşamını sürdürür.
4. İki insan birbirinin farkına vardığı andan itibaren yapılan
ve yapılmayan her şeyin mesaj değeri vardır; insanlar sürekli iletişim içindedir.
5. İnsanlar birbirlerine mesaj verdiği gibi, içinde bulundukları ortam da insanlara mesaj verir.
6. 1Ietişim çok kanallıdır: Her bir duyu organı bir iletişim kanalı olarak iş görür. Duyguların iletilmesinde sözsüz mesajlar
daha etkilidir.
7. tletişimde iki düzey vardır: Başkalarına gösterilen dış dünya, sosyal yüz; yalnız bireyin bildiği iç dünya, can.
8. Gösterilen sosyal yüz ile içimizdeki can aynı mesajları veriyorsa yaşamımızda stres az olur; gösterdiğimiz gerçek ile bizim
içimizdeki gerçek birbirinden ne kadar farklı ise yaşamımızda o
kadar çok stres olur. Güven ortamında can kendini özgürce ifade
ettiğinden stres düşüktür.
9. İnsan hem bağımlı, ait olmak ister hem de bağımsız, birey
olmak ister. Bu iki gereksinim arasındaki denge, insan yaşamı
için çok önemlidir. Birey olmak ve ait olmak, yaşamın iki bacağını oluşturur; dengeli bacaklarla yapılan yaşam dansı, daha güçlü
ve anlamlı olur .
. 10. lnsan ilişkilerinde kişi, beş temel ilişki gereksinmesini
karşılamak ister. Bu gereksinmeleri, varoluşun beş boyutu diye
adlandınyoruz:
ll. Varoluşun birinci boyutu kaale aiınmak, umursanmaktır.
Kişi hem kendinin, hem de sınırlarının ve sorumluluğunun hesaba alınmasını ister.
12- Varoluşun ikinci boyutu kabul edilmektir. Kişi yargılanmadan olduğu gibi kabul edilmek ister.
13- Varoluşun üçüncü boyutu değerli görülrnektir. Kişi, kendinden daha büyük bir bütünün vazgeçilmez parçası olmak ister.
14- Varoluşun dördüncü boyutu yeterli görülmektir. Kişi
güçlü ve güvenilir olmak ister.
15- Varoluşun beşinci boyutu sevilmektir. Kişi özlenmek ve
sevilmek ister.
16. Dinleme en önemli iletişim sürecidir. Kişi dinlemesiyle
karşıdakini yaratır.
17. Ait olmak ve birey olmak, varoluşun beş boyutu tablosuyla birlikte bizim varoluş matrisimizi oluşturur. Çocuk içinde yetiştiği ortamda varoluş matrisi içinde kişiliğini bulur.
18. İletişim ağı içinde yaşarız ve her iletişim durumunda dört
olasılık vardır
a) Ortam size olumsuz mesajlar verir ve siz de kendinizi
bu olumsuz mesajlar içinde algılarsınız.
b) Ortam size olumlu mesajlar verir, fakat siz bu olumlu
mesajları reddedersiniz ve kendinizi olumsuz benlik algısı
içinde görürsünüz.
c) Ortam size olumsuz mesajlar verir, ama siz bu olumsuz
mesajların sizin özünüze uymadığını düşünürsünüz.
d) Ortam size olumlu mesajlar verir ve siz de kendinizi bu
olumlu mesajlar içinde algılarsınız.
19. Korku kültüründe ezenler ve ezilenler vardır; değerler
kültüründe ise 'doğru olanı' yapan 'biz bilinci'nde insanlar vardır.
20. Korku ve değerler kültüründe 'sevgi' farklı anlamlar ifade
eder. Korku kültüründe sevmek, sevilen kişinin sahibi olmak anlamına gelir, değerler kültüründe sevmek, onun gelişerek mutlu
olmasına kendini adamak anlamına gelir.
21 . Korku ve değerler kültüründe kan koca ilişkisine getirilen
bilinç farklıdır. Korku kültüründe, 'kimin dediği olacak' mücadelesi ailenin özünü oluşturur. Değerler kültüründe ise, 'doğru
olanı yapmak' ailenin özünü oluşturur.
22. Korku kültüründe çocuk, otoritenin istediği kalıba sokulacak, kalıplanarak sürekli denetlenecek bir yaratıktır. Değerler
kültüründe çocuk, muhteşem bir potansiyeldir; yapılacak tek
şey, çiftçinin ektiği tohum için oluşturduğu ortam (su, gübre ve
bakım gibi), çocuğun· gelişimi ii;in ortam hazırlamaktır.·
23. Gerçeğe saygı, hakkaniyet, kişisel bütünlük, insan onuruna saygı, hizmet ve sevgi, değerler kültürünün çatısını oluşturur.