Yıllar sonra klasikleri orijinal dilinden tekrar okumaya başladım. Gerçekten 1800'lü yılların sonra ve 1900'lü yılların başlarında yazılan romanların tadı bir başka oluyor. İngiliz edebiyatı dendiğinde aklıma gelen birçok müthiş yazar var. Jane Austen, Charles Dickens, Oscar Wilde, Virginia Woolf, J.R.R Tolkien, Agatha Christie, Charlotte ve Emily Bronte, James Joyce, Aldous Huxley, D.H. Lawrence, Joseph Conrad, Dorothy Richardson, Graham Greene, E.M. Forster ve Doris Lessing... İsmi sayamadığım da daha niceleri var. İngiliz edebiyatında 1832 ve 1901 yıllarını kapsayan dönem Viktorya dönemidir ve Victoria çağının büyük bir etkisi var yazılan romanların üslubunda, içeriğinde ve verdiği mesajda. Jane Austen, Victoria çağından önce yaşamıştır. Onun yaşadığı dönem yani 1700'lü yılların sonu 1800'lü yılların başı Romantik dönem olarak adlandırılır. Lise çağındayken bu romanları okumak her zaman zor gelmişti. Çünkü asalet, soyluluk, gurur, önyargı, toplumsal bağlar, statü, evlilik, haysiyet gibi kavramlar o yaşlarda anlaması zor ve sıkıcı kavramlardı. Fakat yıllar geçtikçe yazılan bu romanları tekrar tekrar okuduğumuzda daha iyi anlıyor ve anladıkça okumaktan aldığımız keyif artıyor. Kitabı okuduktan sonra 2005 yapımı film uyarlamasını da izleyeceğim bir kez daha. Gerçekten Jane Austen'ın romanları sinemaya çok güzel uyarlanmış ve önemli İngiliz oyuncular başrolde oynamıştır. Gurur ve Önyargı'daki Mr. Darcy'i çok iyi analiz etmek lazım. Gerçek sevginin insana yaptıramayacağı şey yok. Elizabeth'in özgüveni ve açıksözlülüğü de o dönemin İngiltere'sinden herkes tarafından hoş karşılanmayan hatta hiç beklenmeyen bir şey. Bu gözle okuduğunuzda Jane Austen'ın da romanları aracılığıyla kendi karakterini ve düşüncelerini yansıttığını görüyorsunuz. İş Kültür yayınlarından çıkan Jane Austen biyografisi de bu manada onu daha yakından tanıma için okunabilir.

Pride & PrejudiceJane Austen · Peng · 201276,2bin okunma

··

97 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Murattgenstein