Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Genç kam'ın (oyun'un) mesleğe girme töreni, Yakutlar'da çok tantanalı olur. Kam'ın bütün yakınları, oymak mensupları toplanır ve bir dağ tepesine çıkarlar. Namzedin (adayın) üzerine "kumu" adı verilen bir giysi giydirilir. Eline at kılları bağlanmış bir "asâ" verilir. İhtiyar şaman, belli kaideler yerine getirildikten sonra, mesleğe sadakat duasını okur. Buret'lerde, şaman namzedi için kayın ağacından iki tane "asâ" hazırlanır. Tören dokuz gün sürer. Sonunda "genç şamanı keçe üzerine oturtup havaya kaldırırlar. Bu törenden sonra genç namzed gerçek şaman sayılır ve âyin idare etmeğe başlar. Bu açıklamaların ışığında, Kamlık ve Kızılbaşlık arasında iki ortak nokta buluyoruz. Bunlardan biri "asâ" ikincisi "keçe üzerine oturtup havaya kaldırma" töresidir. Önce birincisine bakalım. Kayın ağacından yapılan "asâ" kamların âyin esnasında en mühim âletidir. Samoyed şamanları bu asâ'nın yardımı ile gaipten haber verebilirler. Kızılbaşlık'ta da "alaca deynek" tarik, erkân deyneği" adı verilen bu asâ'nın gördüğü hizmet çok büyüktür Kutlu sayılır; bir torba içinde saklanır. Dede, "erkâncılar" da, bu asâ vasıtası ile Cem'i idare eder. İkinci usul de, çok meşhur bir Türk töresidir. Bunu gerek din hayatında, gerek devlet hayatında görüyoruz. Çin kaynaklarının açıkladığına göre, Tu-cüe'lerde "yeni hakan bir halı üzerine oturtularak havaya kaldırılırdı" Göktürk ve Hazar Türklerinde, hakan namzedi, "dört uruğ beyi tarafından ak keçe üzerine" oturtularak havaya kaldırıldı. Bu törenden sonra, hanlığa seçilmiş, hakan olmuş sayılırdı. Hâkimiyet telâkkisini gösteren bu töreni, "milâdî 532 de, o sırada Çin'de hükümran olan ve Türklüklerinden hiç şüphe edilmeyen Toba sülâlesinde gördüğümüz gibi, V-Vll'nci asırlarda cenübî Moğolistan'ın Tarbatagay mıntıkasındaki Türklerde ve bunlardan çok sonra Cengiz çocuklarında, Kerman Karahıyatları'nda, Özbekler'de ve daha sonra Kırım hanları ile Kazak - Kırgız hanlarının cülüs (tahta çıkma) merasimlerinde görüyoruz33". Timur, 771 yılı Ramazanın 10'uncu günü (8 Nisan 1369) Türk töresine göre, "ak keçe üzerine oturtularak, havaya kaldırılmış" ve "Said Berke"nin okunduğu şükran duası ve ettiği niyazdan sonra "Türkistan Emiri" ilân olunmuştu. Kazaklarda "Kan" (han) seçimi daha dikkat çekicidir. "Kan seçildikten sonra en nüfuzlu sultanlar onun yanına giderek seçildiğini bildirirler, sonra da ince ve ak bir keçe üzerine oturtarak havaya kaldırır ve tekrar yere indirirler. Halk yığın halinde onun yanına sokulup aynı şekilde kaldırıp indirmeye çalışır. Bu merasimden sonra, kan'ın (han'ın) oturduğu "ak keçe" ufak parçalara ayrılır ve herkes bir parça alarak seçim hatırası ve uğur diye saklanır. Görülüyor ki, Türk Töresi, Türk içtimaî hayatının hemen tamamı sayılabilecek olan, dinî ve siyasî-askerî-hukuki alanda, lider seçiminin hukukilik ve meşruluğunu, belli usullere "ak keçe üzerine oturtup havaya kaldırma" akidesine bağlamıştır. Aynı töre'nin, Türkiye Kızılbaşlığında da yakın zamanlara kadar yaşadığını anlıyoruz. Gerçekten, Antalya-Isparta arasında yaşayan Tahtacılar. "mürebbi" seçiminde, anlatılan töreni yaparlardı. Ocak evlâdı (dede), oymak halkı arasında, akıllı, varlıklı ve itibarlı olan şahsı, "mürebbi" olarak seçer ve bundan sonra onu "ak keçe" üzerine oturtup, "Ya Allah, Ya Muhammed, Ya Ali" diye üç kere havaya kaldırırlardı.
Sayfa 17 - Türk Dünyası Araştırmaları VakfıKitabı okudu
·
90 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.