Birbirimize karşı sert olmayı ya da kolay bir şekilde
baştan çıkmayı hiç bırakmayacağız, demiştik.
Yatak odamızda her şeyin olabileceğine dair söz vermiş
tik. Asla geri çekilmeyeceğimize ya da istediğimiz şeyleri
söylemekten çekinmeyeceğimize yemin etmiştik.
Şimdi dudaklarım ve dilimle Bennett'i tatmin etmeye
çalışırken Bennett'in ellerinin sıkı bir halde iki yanında
durduğunu hissedebiliyordum. Saçlarımda değildi. Bede
nini bana, ağzıma doğru getirmek yerine kalçasını sertçe
koltuğa bastırıyordu.
O an aklıma gelen ilk şeyi yaptım. Ağzımı geri çekip
yerde oturmaya başladım.
Bennett sert bir soluk verdi. Aracın altından gelen yol
seslerini saymazsak içerisi oldukça sessizdi.
Sonra nihayet, kontrollü bir homurtuyla sessizce, "Ne
oldu?” diye sordu.
Ne oldu? Uslu Bennett...
O an yüzünü görmeyi her şeyden çok istiyordum. Derin
bir nefes aldığında amacımı anlamış olmalıydı. “Kahretsin,
neden duruyorsun?"
İşte eski Bennett gelmişti.
"Sen neden olduğunu biliyorsun."
Bennett güçlü elleriyle beni havaya kaldırıp tekrar yere
oturttu. Kalçam limuzinin zeminine, sırtım karşısındaki
koltuğun arkasına değiyordu. Bennett tek dizini yanımdaki
koltuğa dayayıp hiçbir şey söylemeden cinsel organını du
daklarıma dayayarak zorla ağzımı açtı.“Yala.” Bunu bu sefer arzu ve öfkeyle söylemişti. Tam
ağzımı açmıştım ki saçlarımı sertçe çektiğini fark ettim. Ağ
zimda hızlı hızlı gidip gelmeye başladı, en azından şimdilik
çok derinlere inmiyordu. Sonra saçlarımı bıraktı ve birkaç
saniye sonra beni yerimde iyice sabitleyerek uzun süren ha
reketlerle, derinlere doğru indi.
Araç dönüp durduğunda Bennett interkom düğmesine
basarak sertçe, “Bekleyin," dedi ve elini tekrar yüzüme gö
türüp boğuk bir sesle inlemeye başladı.
"Of, Chlo." Bennett'in homurtuları beni iyice azdırıyordu.
Kollarımı kalçalarına sıkıca doladım, güçlü hareketleri ve
kalçalarındaki kasların kasılmasıyla inlemeye başlamıştım.
Hiçbir şey göremiyordum ama her ağzımın derinliklerine
indiğinde yüzümde yumuşak tüyler hissediyor, ona verebile
ceğim en büyük zevki verme isteğiyle daha sert yalıyordum.
Ona zevk vermeyi gerçekten çok istiyordum.
Bennett boğuk sesiyle, “Çok güzel,” dedi. Hareketlerin
den gelmek üzere olduğunu anlayabiliyordum. “Ağzın çok
güzel. Dilin çok güzel...”
Tek elimle bacaklarının arasını kavrayıp okşamaya baş
ladım.
Bennett kalçasını havaya kaldırarak, “Devam et,” dedi.
Ağzıma son kez girdiğinde iyice sertleşen cinsel organı
rahatladı ve aldığı zevk, boğazımdan aşağı yayıldı. Ben ağ
zimi çekmeden yutkunurken zevkle haykırdı. Hareketleri
yavaşladı ve cinsel organının ucu dilimde, öylece bekledi.
Geri çekildiğinde başımı yana eğdim, alt dudağımda baş
parmağının yumuşak dokusunu hissediyordum.Bennett hiçbir şey söylemeden bana doğru eğildi ve göz
bandımı düzeltip beni diliyle, sertçe öperek fısıldadı.
>
"Tadımı sevdiğini söyle.”
“Tadını çok seviyorum."
Bennett eteğimi kaldırıp elini bacaklarımın arasına, ça
maşırımın içine soktu. Söylediğimin doğru olduğunu kontrol
etmek ister gibiydi.
Sonra öne eğilip dudaklarıma yaklaşarak güldü. “Ağzını
çok seviyorum. Ağzını becermeyi çok seviyorum.”
Dokunuşları nazik bir hal almıştı, artık zevk vermekten
çok keşfetmek ister gibiydi. Sessizce inledi ve elini çekti.
Duyduğum hışırtılardan pantolonunu çekip üstünü başını
düzelttiğini anlayabiliyordum.
Sonra elimi avucuna alıp mırıldandı. “Hadi, Bayan Ryan.
Geldik."
Sayfa 180