Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

304 syf.
4/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Spoiler içerir
Bismillahirrahmanirrahim, Fatih DUMAN'dan okuduğum ilk kitap, okuma grubu vesilesiyle kitap ile tanışmış oldum. Tavsiye edilmemiş olsa okur muydum ? Zannetmiyorum Kitabımız Emir Sultan olarak anılan Muhammed Şemseddin hayatını konu ediniyor. Buhara'da babası Emir Külal'dan başlayarak kısım kısım hayatını aktarıyor. Birçok akıl dışı olayların olmasından dolayı pek çok okurun aksine ben kitabı beğenmedim. Dikkatimi çeken hususlar şu şekilde Buhara'da yaşayan yaşlı bir adam evinin bostanına ekiyor, uğraşıyor fakat tek bir tane bile alamadığından yakınıyor ve Emir Külal evine geliyor. Kitabın 54. sayfasında şu cümleyi kuruyor " Gayri bunun çaresi erenler himmetindedir dedim, benim hatam kusurum varsa da onların duası Allah'a ulaşır." Oldukça sakıncalı bir ifade. Haşa sanki onun duası Rabbimize ulaşmıyormuş gibi erenlerden medet umması oldukça sakıncalı. Bu kısım da aklıma Hz. Nuh zamanın da yapılan ilk putlar geldi. Onlarda biz günahkarız Allah bizi duymaz o yüzden Salih kişileri araya koyarak dua edelim diyorlardı. Böylelikle ilk putçuluk başlamış oldu. Daha önce hiçbir yerde okumadığım enteresan olay ise Emir Sultanın Peygamber efendimizin (s.a.v) kabrine gittiğinde Efendimizin (s.a.v.) mezarına Selamun aleyküm ey dedem diyor ardından Ve aleykümselam ey evladım diye ses geliyor. Orada ki insanlar bu olay üzerine Emir Sultanın Efendimizin (s.a.v) torunu olduğunu anlıyorlar. Açıkcası benim kafama hiç yatmadı böyle bir şey. Bu kısım da aklıma Şeyh uçmaz ama müridleri onu uçurur sözü geldi. Kitap da bir kaç yerde mektup meselesi geçiyor. Bir adam Emir Sultana mektup gönderiyor. Daha mektubu açıp okumadan içindekini biliyor ve ona göre muamele ediyor. Hatta açıp okumayı edepsizlik olarak yaklaşıyor. Haşa sanki vahy ile bildirilmiş gibi anlatım söz konusu. Engürüs Kalesi kuşatmasında Emir Sultan bir gece ASA ile birlikte oraya ışınlanıyor kale kapısını içeriden açıyor. Kapıyı açarkende nasılsa ASA'nın bir kısmını kırılıyor. Böylelikle Osmanlı Askerleri içeri girip kaleyi fethediyor. Bir diğer ışınlanma olayı ise Niğbolu savaşında yine Emir Sultan ASA'sı ile birlikte ışınlanıyor. Oradaki askerlerin yaralarını sarığı ile sarıyor. En son Sultan Bayezıd Han'a bir mendilin yarısı ile yarasını sarıyor. Bana enteresan geldi bu olaylar. Kitabın sonunda yazarımız ters köşe yapmak istemiş ama bence oldukça saçmalamış. Günümüzde yaşayan ana karakter Ali Bekir dedesinin evine gidiyor. Bir şekilde komşusuna gidiyor. Komşusu muhtemelen alzheimer hastası. Yani hafızası düzenli çalışmıyor. Adam Ali Bekir'i davet ediyor ama Ali Bekir anlamadığım şekilde kaçıyor. Aynı olay birkaç kez yaşanıyor. Kitabın sonunda Ali Bekir o adamın babası olduğunu anlıyor. Adamın hafızasında sorun var seni tanıyamıyor da sen babanı nasıl tanımazsın. Kitabın başında babasından da bahsediyor. Bu nasıl bir çelişki. Kitabı okuduğum süre boyunca hep türbeler kafama takıldı. Düşününce türbeler Efedimiz (s.a.v.) döneminde yoktu. Hatta Efendimiz (s.a.v) sahabelere belirli bir süre mezarlıklara gitmeyi yasakladı. Yine türbeler Sahabeler zamanında ve Tâbiîn zamanında da yoktu. Daha sonradan ortaya bu türbeler çıktı. Dinimizi en iyi bilen kişi Efendimiz (s.a.v) ondan sonra Sahabe efendilerimiz onlar türbe yapıp ziyaret etmiyorlarsa bizim türbe yaptırıp oraya ziyaretler yapmamız sakıncalı değil mi ? Birçok alıntı yaptığım bir kitap olmasına rağmen kitap çelişkiler ile dolu. Tavsiye eder misiniz diye sorarsanız. Yolculuk esnasında okumayı tercih edebilirsiniz. Kitabı okumama vesile olan okuma grubuna teşekkür ederim Sizler neler düşünüyorsunuz?
Âsa - Bir Emir Sultan Romanı
Âsa - Bir Emir Sultan RomanıFatih Duman · Nesil Yayınları · 2023243 okunma
·
204 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.