Gönderi
Böyle bir kitabı ilk defa okudum diyebilirim. Gerçekten farklı bir kitaptı. Ayrıca yetişkinlere yönelik bir kitap diyebiliriz.
Kitapta beğendiğim üç şey oldu. Birincisi yazarın kitabın sonunda ters köşe yapmasıydı. Bu sonu hiç beklemiyordum. İkincisi yaşanılan çoğu şeyin küçükken yaşadığımız travmalardan oluştuğunu anlatmasıydı. Songül bugün bu haldeyse çocukken c*nsel istismara maruz kaldığı içindi. Üçüncüsü yazarın toplumun bakış açısını yansıtıp toplumun iğrenç zihniyetine karşı çıkması oldu.
Yazarın farkındalık oluşturmak için yazdığı bir kitap, bunun farkındayım. Fakat şu ana kadar bir kurgu ile işlenen t*ciz, t*cavüz, ş*ddet ve c*nayet ne zaman farkındalık oluşturdu? Tam aksine daha da çoğaldı. Ve maaledef çoğunlukla reyting için yazılan bu senaryolar ülkemizin acı gerçeği, kanayan yarası.
Yani ben anlamıyorum. Toplumun yozlaşmış ve çürümüş halini anlıyorum. Mağduru değil faili koruyan toplumdan, mağduru suçlayan toplumdan bir şey beklemiyorum. Ama ben bir anne baba çocuğuna nasıl sahip çıkmaz bunu bir türlü anlayamıyorum. Nasıl çocuğunun elinden tutmazsın? Nasıl onu o ateşe atarsın? Tecavüze uğrasın veya isteyerek ilişkiye girsin, bir anne baba nasıl çocuğuna sahip çıkmaz da telef olmasına izin verir? Bu çok ağır. Hele bunları yaşayan küçük çocuklarsa.. Hele bunları yaşayan kadınlarsa...
Kitabın özetle konusu şu; Songül sevgilisi Yasin'in tuzağı ile babasının arkadaşı tarafından tecavüze uğruyor, hamile kalıyor, tecavüzcüsüyle evlendiriliyor. Vedat'ın ailesi bebeğe el koyup Songül'e bebeği göstermiyor. Songül psikolojik sorunları ile beraber, acılar ile hayata tutunmaya çalışıyor. Kitabın basit bir dili var ve açıkçası üslubunu beğenemedim. Argo içeren bir kitap. Songül'ün hayatı bir anda hayat kadınlığı yapan ablası ve yine hayat kadınlığı yapan arkadaşı Gözde ile birleşiyor. Şu kısımda kullanılan argo sözcükler, hayat kadınlarının mesleki tecrübelerini okumak rahatsız ediciydi. Kitabı okuyorsunuz ve sonunda ters köşe olarak şaşkınlıkla bitiriyorsunuz. Umuyorum ki yazarın ikinci kitabında Songül, iyileşmiş ve çok güçlü bir karakter olarak karşımıza çıkar ve kendisine bunları yaşatan herkesten intikam alır.
Kitabın daha ayrıntılı bir şekilde konusuna gelirsek, biraz sipoiler vererek yazmak istiyorum. Daha çocuk yaşta babasının arkadaşı tarafından t*cavüze uğrayan ve hamile kalan Songül ve onun çektiği acıları anlatıyor. Bu olaydan sonra sözde namuslarını temizlemek için babası tarafından t*cavüzcüsü ile zorla evlendirilen Songül, doğum yaptıktan sonra kocasının ailesi tarafından bebeği elinden alınıyor. 15 yaşında hayatı kararan Songül, İstanbul'da kocası tarafından aldatılıyor, şiddet görüyor. Sonrasında ablasının yanına taşınıyor. Ablası hayat kadını ve ablasının müşterileri ile hemhal oluyor. Ablası öldürünce arkadaşının yanına yerleşiyor ve arkadaşı tarafından fuhuşa zorlanıyor, kabul etmeyince evden kovuluyor. Başka bir arkadaşının yanında kalan Songül kızı ile iletişim kurmaya çalışıyor ama kızı reddediyor. Kitap Songül'ün hastanede doktor ile konuşması ve tüm bunların Songül'ün hayat hikayesini yazdığını söylemesiyle son buluyor. Aslında Songül'ün anlattıklarının çoğu Songül'ün sanrılarıymış. Kitaptaki Yasin, Emin, kızı Mine, Yasemin hepsi Songül'ün hayali arkadaşlarıymış. Tek gerçek ise 12 yaşında dayısının istismarına maruz kalması ve susturulmasıymış. Lise arkadaşından hamile kalmış, Vedat'la beraber olup bebeğin Vadat'tan olduğunu söylemiş. Vedat ile evlendikten sonra bebeğini kaybetmiş, Vedat'ın kızını kendi kızı sanmaya başlamış. En sonunda da kız kendisine anne demeyince boğarak kızı öldürmüş ve bu yüzden hastaneye yatırılmış. Songül'ün ablası ise hayat kadını değilmiş. Bir restoranda garson olarak çalışıyormuş. Eski eşi tarafından bıçaklanarak öldürülmüş.
Ben okurken keşke okumasaydım dedim. Merak eden okuyabilir.
Keyifli okumalar kitaplı günler...
·
97 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.