Gönderi

496 syf.
·
Puan vermedi
·
24 günde okudu
SPOİLER BULUNUR
Yazarın başyapıtı olarak nitelendirilen bu kitaptan bahsedelim bugün. Öncelikle kitabın başkahramanı Martin Eden'la
Jack London
Jack London
arasında bence fark ettiğimiz edemediğimiz çok fazla benzerlik var. Zaten karakteri bu kadar iyi anlayıp bu kadar iyi anlatabilmesinin başka bir yolu da yok bence. Romanda Martin'in kapıldığı aşkın peşinden aşık olduğu kızın statüsüne yükselme çabasıyla başlayan serüveni okuyoruz. Başta asıl mesele Ruth'un seviyesine çıkabilmek, ona layık olabilmekken sonraları bu okuduklarının etkisiyle yazarlık sevdasına dönüşüyor. Okuduğum en kararlı ve disiplinli karakter olabilir Martin. Bu uğurda gerçekten insanüstü bi çaba sarfediyor. Ve sonuçta başarılı da oluyor. Oluyor olmasına fakat bir de bakmış tam da istediği noktada olmasına rağmen sanki işler istediği gibi değil. Kendisine çok bilgili yüksek bir zümre gibi gelen burjuvaların seviyesini aşmış, onların hayatı onu tatmin etmiyor; onca yol katettikten sonra hiçbir şey olmamış gibi eski hayatına da dönemiyor. Tam anlamıyla yalnız kalıyor. Üstüne bir de dünyanın hiç de sandığı gibi olan kurallar üstünde dönmediğini fark etmesi var. Çünkü bu dünya güzelin, haklının ya da gerçeğin değil şöhretin ve paranın arkasında duruyor. Martin'in yazdıklarını, o sefalet içinde yaşarken reddetmiş olan yayınevleri; Martin ünlü olduktan sonra resmen okumadan çok yüksek meblağlara bizzat kendileri yayınlamayı teklif ediyor. Ruth ona tekrar dönmeye çalışıyor, ona değer vermeyen bir sürü insan tarafından yemeklere çağrılıyor herkes resmen Martinin ağzının içine bakar hale geliyor. Bu yaşadıklarının iğrenç sahteliği Martin'i derin düşüncelere itiyor. Aklında sürekli dönen düşünceler... Eskiden yapmayı sevdiği her şeyi bırakıyor Martin, hiçbir şeyden eski tadı alamıyor, hissizleşiyor şu yaşadığı hayat anlamsızlaşıyor. Sonrası da malum zaten:/ Martin hikayesi bana çoğu yerde ilham kaynağı oldu. Martini sevmemek elde değil. Her şeyin böyle rayında ilerlemesi sonda yaşanacak olan o çöküşü fısıldıyordu adeta. Ama yine de okuması üzücüydü. Davasında böylesi bir kararlılığa sahip ateşli bir yaşayıcı olan adamların uğruna canlarını dişlerine takarak çalışıp savaştıkları davalarından vazgeçişlerini okumak insanın içinde bir şeylerin kopmasına neden oluyor. Okuduğunuz her şeyi yaşamışçasına dalıp dalıp gitmeye başlıyorsunuz. (Suya değil tabii ki de düşüncelere :)) Martinin de dediği gibi bazı bilgiler yalnız kitaplardan değil bizzat yaşayarak da edinilebiliyor. Ama olsun ben çoktan insanları
Martin Eden
Martin Eden
okuyup etkilenenler /etkilenmeyenler ve okumayanlar olarak üçe ayırdım bile. Kitap etkileyici, Martin etkileyici, serüven sürükleyici, üslup akıcı, samimi. Bütün olarak baktığınızda ise Kitaba puanım: 10/10 Bence hak ediyor. Benim kitabımda pek çok yerin altı çizili ve o satırlar üzerine düşünülüp yazılacak çok şey var. Onlar bana kalsın size de iyi okumalar,
Martin Eden
Martin EdenJack London · Can Yayınları · 201792,3bin okunma
·
194 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.