Gönderi

Mutlaka insanlar kendi işleriyle muhatap olsunlar. Bir el becerisiyle muhattap olsunlar. Ve o işi çok iyi yapsınlar. Biz, kendi işini iyi yapan insanlar tanımıyoruz. Benim medyaya küskünlüğüm şurada olusuyor. Şu anda bizim çok iyi tarihçilerimiz var. Çok iyi sosyologlarımız var. Otuz yıl odasına girmeden çalıştı bu insanlar. Ama biz onları tanımıyoruz. Biz 3-5 günde şekil olmuş insanları tanıyoruz. Bizim gençlik üzerine koyacağımız şey, bu adam otuz yıldır odasından ne için çıkmadı? Hangi düşünce onu tiyatrodan sokaktan, seyahat etmekten, eğlenmekten alıkoydu da, o adam 30 yıl o küflü kitapların içerisinde kaldı ve çalıştı. Genç çocukların öğrenmesi gereken şey şudur; Eğer o otuz yıllık kırk yıllık çalışmayı göze alıyorsan, demek ki orada başka bir şey var. Demek ki yaşamak çok kolay bir şey değil. Vicdan dediğin şeyin vicdan ağrısını gidermek çok zordur. Bir bilim adamı seksen yaşına kadar odasına kapanıp çalışıyorsa çok büyük bir vicdan ağrısı var demektir. Bir tarihçi elli yıldır onurla, üstelik para almadan çalışıyorsa veya hasbelkader çalışıyorsa bu onun insanlık aşkıyla çok ciddi bir derdi var demektir. Ama bunu komşusu da bilmez karısı da bilmez hiç önemli değildir. O işini iyi yapmakla sorumludur. Biz eğitim felsefesinin kökeninde tek başına kalmış, ne pahasına olursa olsun, kimseden yardım almayan, bu insanların kendilerine yürüyecek olan aşk bu aşktır. Şimdi şunu soruyorum aşk olmadan insan ne yapabilir ki? Ben Kızılırmağı çok seviyorum. Alevi Bektaşi kültürünü, Pir Sultan 'ı çok seviyorum. Buğday üzerine yazılar yazıyorum ama yediğim ekmeğe bakıyorum bu nerden gelmiş. Polatlı'dan gelmiş. Ya gıdım şu buğdayı göreyim. Bu un buğday nereden gelmiş hangi fabrikaya gider? Bir eşyayla nesnelerle dolar ilişkisi kurmayacaksın, bir aşk ilişkisi kuracaksın. Nihat Genç
55 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.