Gönderi

3.cilt
596. Nâfi’den rivayet edildiğine göre: Ömer İbnü’l-Hattâb radıyallâhu anh ilk hicret eden sahâbîlere dörder bin, oğlu Abdullah’a da üç bin beş yüz dirhem maaş bağlamıştı. Hz. Ömer’e: - Oğlun da ilk hicret edenlerden biridir. Onun hakkını niçin kıstın? diye sordular. Hz. Ömer şunları söyledi: - Oğlum babasıyla birlikte hicret etti. Bu sebeple yalnız başına hicret edenlerle bir tutulamaz. Buhârî, Menâkıbü’l-ensâr 45 ... Bir başka rivayetten öğrendiğimize göre, yine bir defasında Hz. Ömer, Peygamber Efendimiz’in azatlısı Zeyd İbni Hârise’nin oğlu Üsâme’ye üç bin beş yüz dirhem tahsis etmiş, oğlu Abdullah’a ondan beş yüz dirhem daha az vermişti. İbni Ömer babasına bunun sebebini sorarak: - Üsâme’yi niçin benden üstün tutuyorsun? O benden daha çok savaşa katılmadı ki! demişti. Hz. Ömer, eşsiz adaleti yanında, zengin bir gönle ve üstün bir tevâzua sahip olduğunu gösteren şu cevabı vermişti: - Oğlum! Resûlullah Efendimiz onun babasını senin babandan daha çok severdi. Üsâme’ye de senden daha çok muhabbeti vardı. İşte bu sebeple, Resûlullah’ın sevdiğini kendi sevdiğime tercih ettim (Tirmizî, Menâkıb 39). İş başına geçince devletin imkânlarını yakınları için kullanan sorumsuz ve Allah korkusundan yoksun kimselere bu ne güzel bir ibret dersi, değil mi? Hz. Ömer, hem Allah karşısında hem de insanlar yanında oğlunu kayıran baba durumunda görünmek istemiyordu. Böyle davranmakla Allah katında dinini, insanlar karşısında da şeref ve haysiyetini korumuş oldu.
Sayfa 486Kitabı okudu
·
39 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.