Gönderi

Türkiye nedir? O her zaman birileri tarafından aranan bir şeydi. Ne olduğunu henüz bilmeden sevenler tarafından, ne olduğunu en başından sezip de sevmeyenler tarafından, ne olduğunu henüz bilmeden sevmeyenler ve ne olduğunu en başından sezip de sevenler tarafından. Ona ait olanlar, ona yaslananlar, ona tapanlar tarafından. Ona itiraz edenler, onunla kavga edenler, onu aşmak isteyenler tarafından. Ona inananlar ve inanmayanlar tarafından. Ona rağmen ve onun için aradılar. Pek çokları aradı onu. Kimileri onu ararken kendini buldu. Kimileri onu ararken kayboldu. Kimse yola çıkarken olduğu halde kalmadı. Mazlumlar zalim, âşıklar hain, mücahitler müteahhit ve gariban galip oldu. Hayaller hüsran, hayatlar berbat oldu. Türkiye beklendiği gibi kendi şartları içinde yürüyüp kendisi oldu ama görüldü ki bu olduğu şey pek sevimli bir şey değildir. Evet bir Türkiye doğdu ama sanki daha doğar doğmaz, büyüyüp gelişemeden, serpilip olgunlaşamadan birdenbire yaşlandı. Bir bebeğin sırasıyla çocukluğa, gençlikten yetişkinliğe, olgunluğa ve nihayet ihtiyarlığa geçişi değil, aniden ihtiyarlamasıydı bu; aşırı duygusallıktan bir gecede saçları ağaran film karakterleri gibi. Duygu patlamaları yaşayan bir sınırda kişilik, bir ihtiyar bebek, tarihin bir anomalisi. Ve işte bu ihtiyar nihayet beni kovdu, tükürdü, bünyesinden attı. Herkes aradı. Fakat kimse bulamadı onu. Kimse beklediği gibi bulamadı. Ben de onu aradım. Aklımla ve kalbimle aradım. Yaşantımın her yerinde aradım onu. Onu aramanın onu icat etmek demek olduğunu anladığımda da devam ettim, hatta o zaman daha da tutkuyla aradım. Vazgeçtim artık dediğim anda dahi aradım ve belki en çok da o zaman aradım. Ne oldu peki, buldum mu onu? Ben bulamadım ama o beni buldu. Bulur bulmaz bana şöyle dedi: Salih, sen yanlışsın. Başından beri hatalısın. Bir ömür boyu bu toplumun bir ferdi olmak için yırtındın. Birinin oğlu, birinin öğrencisi, birinin asker arkadaşı, birinin iş arkadaşı, birinin yoldaşı, başka birinin sırdaşı olmak için çabaladın. Sokaktaki kalabalığın hakiki bir parçası olmak istedin. Olamadın. Olmadı. Baştan sona yanlışsın dediler bana; her sokağa çıktığımda konuşmadan bana bunu söylediler. Dışlanmanın yeni biçimleri var, doğru. Toprak beni dışladı, insanlar beni dışladı, hava, su, sokak hayvanları ve siyasi partiler. Hepsinden dışlandım. Hiçbir şey yapmadan. Sadece kendim olarak. Burada doğup büyüdüm ama toplumun benimle konuşmaya başladığı ilk andan itibaren duyduğum tek bir şey vardı: Benim bütün doğru zannettiklerim yanlıştı. Üstelik üzerimde bir tedirginlik hep vardı. Başından beri. Bir gün birtakım karanlık adamlar kapımı çalacak, karşıma dikilip ‘Foyan meydana çıktı, buraya ait değilsin, burada eğretisin, tarih boyunca türlü medeniyetlere beşiklik etmiş, üç tarafı denizlerle çevrili bu cennet vatanımızın sahip olduğu bütün yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizi, doğal kaynaklarımızı, bilhassa da pek meşhur bor madenlerimizi hakkın olmayarak tükettiğin anlaşıldı, gıyabında gerekli işlemler başlatılmış ve bir süredir gerekli evrak toplanmaktaydı. Dosyan hazırlandı. Gereği de düşünüldü. Şimdi pılını pırtını topla ve git, sınırın dışına bir yere,’ diyecekler diye bekledim. Yanlış birine âşık olmak gibi. İnsan yanlış birine âşık olamaz mı? İnsan kendini durmadan aşağılayan, ona üzüntülerinle, isteklerinle, duygularınla ve düşüncelerinle yanlışsın, ben senin görmek istediğin kişi değilim, ben benim diyen birini sevemez mi? Benim bu ülkeyle ilişkim yanlış birine âşık olmaktan farksızdır. Karşılıksız bir aşktır bu. Bu aşk karşılıksız ve bu maşuk zalimdir. Geç oldu ama anladım. Nihayet bu oldu. Olan bu. Kelimesi kelimesine böyle olmadı tabii ama hakikatte olan bu bir bakıma. Şimdiye kadar direniyordum. Öyle değildir diyordum, galiba fazla duygusalım ben, çabuk etkileniyorum, hemen vazgeçiyorum diyordum. Yanlış birine âşık olanın yapacağı gibi. Artık yapmayacağım bunu. Kabul ettim. Gidiyorum. İşaretleri okuyorum, direnmiyorum, ısrar etmiyorum, ne demek istediğini, onun beni reddettiğini, beni istemediğini artık anlamayı seçiyorum. Kabul ettim. Ve gidiyorum. Hepsi bu.”
·
88 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.