Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

104 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Çekçe'de işlenen bir suçun kefaretini ödemek için cebren çalıştırılan ırgatlar/işciler için kullanılan Robot kelimesini bugün bildiğimiz anlamıyla kullanım sokan kişi bu kitabın yazarı Karel Čapek'tir. Yazar bu katkıyla, bilim ve bilim-kurgu için zamanla saplantı haline gelecek olan bir düşünceyi hem anlamlı tarihselliği hem de gizem dolu geleceğiyle taşı gediğine oturturcasına kavramsallaştırmıştır. Zira tarihsel anlamıyla (ırgat) robotlar, kendilerine yüklenen bir misyonu yerine getirmekle yükümlü insanlardır. Tamamen fonksiyonelleşmiş bedenlerdir. Bununla birlikte daima dışsal programlamaya (sosyal konsensüs) isyan edebilecek doğal bir tözü barındırırlar. Toprak ağası için ırgat mevzubahisken gayet açık ve anlaşılır bir şekilde görülebilecek olan bu bilinçdışı bilginin bilim insanındaki(ya da belki tür olarak her insandaki) karşılığı otomatın kendi "yazılımını" aşmasına dair analojik düşüncenin ürünü sezgi ve korkudur. Ağa, ırgadın ağa olma isteğinden korkar, insan maddenin uygun şartlar altında ruh(bilinç) kazanmasından korkar. Bu noktada yazılımında yasak elmayı yememe kuralı olan insanın tanrıya aynı korkuyu yaşattığını, ve kendi yaratımı olan herşeyin aynı günahı işleyeceğinden korktuğunu söyleyesi geliyor insanın. Bu çok katmanlı ve dolambaçlı korku ve umut ağları, yaratıcı merakın enerji akımını devindiren bir devre, bir zihin sistemi geliştirince insan, yaratıcı gücü iyi ve kötü gelecek kurgularını içeren bir gayya kuyusuna dönüşüyor. Kitap bu varoluşsal arkaplanın bilgisine dayanıyor. Bilime dair şüphecilik, ruhun maddi gerçekliğin kendisinden çıkabileceğine dair sezgi, cennetten kovulmuş olmanın acısını içinde her an taşıyan, kendine yüklenen misyonu, itaat etmesi gereken kuralı çiğnemiş bir yaratık olmanın bilinci yazarın kurgusunun temel direklerini oluşturuyor. Kitap kendinden önce yazılmış Frenkenstein ve Dr. Jekyll ve Mr. Hyde, kendinden sonra yazılmış Ben, Robot gibi kitapların içeriklerinin temel yapısal öğelerini kurgu içinde formülize ediyor gibidir. Kitapta ilgimi çeken birkaç noktayı şöyle sıralayabilirim: 1) Tiyatro eseri ama bir roman gibi dinamik, teatrallikten ziyade betimlemeleri, tasvirleri ve zengin anlatımıyla bir roman tadı veriyor. 2) Öngörüleri ve Teknolojinin hızlanmasına vurgusu; yenilikler kapitalist sistem ayakta kalsın diye teşvik edilirken kontrolden çıkan bir hal alıyor kitapta. Bugün de gördüğümüz gibi, daha fazla kar etmek için daima ileri bakan şirketler, insanı geriye baktığında eski dünyadan onu tanıyamadığı ölçüde uzaklaştırıyor. Yaşanan apokaliptik durum kapitalist sistemin kar odaklı "inovasyon"culuğunun sonucudur. 3) Robotlar mekanik değil. Organik. Bu çok şaşırtıcıydı, 20.yy başı ve bilim/teknoloji algısının seri üretim bandı, silah sanayii ve fordizm gibi mefhumların etrafında döndüğü bir dönem. Devasa bir fabrika ve sanayi merkezi tasvir edilse de söz konusu fabrika aslında bir demir döküm yeri değil, daha çok bir biyoloji laboratuvarı. Ve etten, kemikten ve sınırlı düzeyde bir bilinçten otomatların üretimi söz konusu. Bilincin sınırlarının değişimi insanın gözünden kaçana dek. 4) Son olarak, insan-emek-değer ve eşitsizliğine cennetten kovulma metaforuyla bakması, teoloji, bilim ve felsefeyi harmanlayıp çelişkileri aşan hermenötik bakışı takdire değer. Aynı sahne içinde hem bir laboratuvara gireriz, hem tevrattan pasajlar okuruz. Konular oldukça dolanıktır. Yazara göre bilim ve teknolojiyi geliştirme çabasının ardında, türsel çelişkilerimizin üstesinden gelmeye dönük şiddetli arzu ve alternatifsizliğimiz yatıyor. Cennetten kovulmayı takiben emek vererek kazanmaya, acı çekmeye, ölmeye, her türden zayıflıklarımızın cefasını çekmeye mahkum olmaya katlanamadığımız için yapma cennetler yaratma düşünün peşinde koşuyoruz. Bunun yolu da hastalıklarımızı iyileştirecek ilaçlar, ömrü uzatacak tedaviler, ağır yükümüzü sırtlayacak araçlar yapmaktan geçiyor. Beşeri varlığımızdan kurtulmak istiyoruz. Zayıf ve kusurlu olmak bize dünyayı değil cehennemi hatırlatıyor. Cehenneme dair aklımızda ne varsa bir eşyaya, araca, makineye veya hayvana yükleyip tekrar cennetlik olmak istiyoruz. Bu ise dünyayı görmezden gelmek, gerçekliği anlamamak olduğundan nispeten dengeli bir şekilde süregiden doğal düzeni bozuyor. Doğal düzenin bozulmasının neticesinde, doğanın bir parçası olan insan da bozuluyor. Dolayısıyla Kitabın kalan iki insanla dünyada insan hayatının yeniden başlaması gerektiğine referans yapan, tekrarlanan düş ve hayaller hayaller anlamak için yeni bir başlangıca duyulan özlemin ifadeleridir. Ve tartışmaya açık bir sonla hikaye biter. Bu kadar az okunmuş olması üzücü. Her okurun listesinde olmalı bana göre.
R. U. R. Rossum’un Evrensel Robotları
R. U. R. Rossum’un Evrensel RobotlarıKarel Čapek · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2024438 okunma
·
1 artı 1'leme
·
318 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.