1.
Gönül o kadim çalgının sılasında,
Pencere kenarına kelimeler nakşeder.
Bilirim, nakış körpe bir bakış istemez.
Yazık!
Bakışların durgunluğuna…
2.
Zincirler büyür fırtınaları yere bakan şehirde,
Hasret hiç olmadığı kadar birikir göğüslerde
Tenlerde kavurucu bir sıcaklık, üşümek ister
Öfkenin ve kırgınlığın içinde
Ölümü kuşatan eller, yaşamak ister.
3.
Uçuyor rüzgarlar tenime doğru
Masanın etrafında umutlar örülü,
Zarfın içinde incelmiş bir kağit
Kenarları baskın ve keskin
Üzerinde tanışmamış kelimeler
Mürekkebe bulalı,
Görüyorum
Bazı harfler gözyaşlarıma kesik atmış
Tenime akan, o şiddetli acı, taze
Vaktin izahı mümkün değil artık
Anlaşılır değil görünenlere sarfedilenler
Katık bir ömrün son demleri bunlar.
-Sine-i İhtisas-