Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

“Önceki ‘barışçıl’ kapitalist çağın yerini, şimdiki emperyalist çağın almasının neye dayandığını anımsayalım: serbest rekabetin, yerini tekelci kapitalist birliklere bırakmasına ve bütün yeryüzünün paylaşılmasına. Bu iki olgunun (ve faktörün) dünya çapında bir öneme sahip oldukları açıktır: sermaye hiçbir engelle karşılaşmadan sömürgelerini genişletebildiği ve Afrika’daki vb. henüz işgal edilmemiş bölgeleri eline geçirebildiği sürece, serbest ticaret ve serbest rekabet olanaklı ve zorunluydu; o şuralar sermayenin yoğunlaşması henüz zayıftı ve tekelci girişimler, yani verili bir üretim dalının tümüne hükmedecek kadar muazzam girişimler henüz yoktu. Bu tekelci girişimlerin doğması ve büyümesi, eski serbest rekabeti olanaksız kılmakta, onun ayakları altından toprağı çekmektedir. Ama dünyanın paylaşılması, barışçıl yayılmadan, sömürgelerin ve nüfuz alanlarının yeniden paylaşılması uğruna silahlı mücadeleye geçişi zorunlu kılmaktadır.” (Lenin, Tüm Eserler, Cilt 18, s.333) Ve devamla: “Eski tarzda, görece sakin, uygar, barışçıl, sürekli olarak gelişen ve giderek yeni ülkelere yayılan bir kapitalizm koşulları altında yaşamak olanaksızdır, çünkü başka bir çağ başlamıştır. Mali sermaye, söz konusu ülkeyi büyük devletlerin safından söküp çıkarıyor ve kesin olarak da çıkaracak, bu ülkenin sömürgelerini ve nüfuz alanlarını zorla elinden alacak.” (agy, s.336) Bu nedenle Lenin’in emperyalist kapitalizm karakteri üzerine çıkardığı temel sonuç şudur: “Emperyalizm neden can çekişen kapitalizm olduğu ve sosyalizme geçişi oluşturduğu anlaşılırdır: kapitalizmden doğup gelişen tekel zaten kapitalizmin can çekişmesidir, onun sosyalizme geçişinin başlangıcıdır. Emeğin emperyalizm tarafından muazzam toplumsallaştırılması (emperyalizmin savuncarlarının, burjuva ekonomistlerinin ‘griftleşme’ dedikleri şey) da aynı anlama gelir.” (Cilt 19, s.380)
·
66 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.